NE VAR?
Tahtın Yeni Sahibi 'Vertigo'
Tarihi Fotoğrafı Canlandırdı
Kardeş Türküler'e Ödül
Akademi'nin Yeni Başkanı Hawk Koch
Toroslar’da 60 Günde Devrialem
Sheakspeare’in İlk Kitabı Dijital Ortama Geçiyor
İran’daki ‘Yasaklı Sergi’ Gün Yüzüne Çıktı
Bob Dylan’ın Yeni Referansı Leonardo DiCaprio
Roma Türk Filmleri'nin Onur Konuğu Ceylan
'Prometheus' Hikayesi Devam Ediyor
Pera Müzesi’nde ‘Deneyimin Ötesi’
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, 10 Ağustos-30 Eylül tarihleri arasında "Deneyimin Ötesi" başlıklı sergiye ev sahipliği yapacak. Müzeden yapılan açıklamaya göre, müzede, İzmir'den Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin resim, heykel, seramik, geleneksel Türk sanatları, tekstil ve moda tasarımı, sahne tasarımı, grafik, fotoğraf ve sinema gibi farklı sanat dallarından 85 genç sanatçının 150'yi aşkın eseri, Türkiye ve uluslararası sanat çevreleriyle buluşturulacak.Güzel sanatlar alanında üniversite bünyesinde Türkiye'de kurulmuş ilk fakülte olma özelliği taşıyan, 11 bölümü, 20 ana sanat dalıyla 40 yıla yaklaşan bir akademik geçmişe sahip Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Pera Müzesi'ne özel tasarlanan "Deneyimin Ötesi" sergisi, müzenin üç katında beğeniye sunulacak. Pera Müzesi, "Deneyimin Ötesi" sergisiyle, geleneksel ile yeni arasındaki çatışmada, toplumu taşıyacak yeni değer yargılarını belirleyebilecek olan genç sanatçıların eserlerine yer verirken, sanatseverleri de "yeni"yi gençlerle keşfetmeye davet ediyor. 10 Ağustos'ta açılacak sergi, 30 Eylül'e kadar görülebilecek.
(BirGün)
Sermayenin ‘Arena’sına Hoş Geldiniz!
Türkiye’den ve Dünya’dan birçok müzisyenin sesini boğazın sularıyla bütünleştiren Kuruçeşme Arena da kapitalizmin kurbanı oluyor. İstanbul’un önemli konser mekânlarından olan Kuruçeşme Arena bu kez bir konser haberiyle değil Cennet Koyu projesiyle gündeme gelen Astaş Holding’in açıklamalarıyla gündemde. Astaş Holding’ 15.000 m2’lik Kuruçeşme Arena arazisini Asya Dış Ticaret’ten satın aldı ve elbette ki işin içine şirketler girince mekân için daha çok para getirecek yeni projeler yapılması da kaçınılmaz oldu. İstanbul siluetine ‘nadide’ bir parça daha ekleme projesiyle yeni bir katliamın da yolu açıldı. Ve şirket, boğazın gözde konser mekânı Kuruçeşme Arena’ya otel inşa edeceğini açıkladı.
200 metreye yakın Boğaz cephesine sahip araziye yapacağı otel için Mandarin Oriental Hotel Group ile daha önce Bodrum’da Mandarin otelini inşa ederek ortak bir proje geliştiren Astaş Holding, uluslararası sermayenin de Türkiye’ye yatırım yapmasını sağlayacaklarını iddia etti.
Astaş Holding, Kuruçeşme’de gerçekleştireceği otel projesi dışında Sultanahmet’te de yine Mandarin Oriental Hotel Group ile bir başka otel projesi daha hayata geçirmeyi hedefliyor. Her iki projenin yatırım tutarı ise 500 milyon dolar olarak öngörülüyor.
Şirketin iki yıldan bu yana mal sahipleri ile görüşme maratonunu sürdürdüğü ifade edilirken, arazi Astaş Holding Grubu’na ait olan Esta şirketine dahil edildi.
(BirGün)
Bir Gravürün Oluşum Süreci
Gravür Sanatçısı Zeyhep Baransel bugün saat 18:30’da İstanbul Modern’de Galeri Konuşmaları’nın konuğu oluyor. Etkinlikte ‘Plakadan baskıya bir gravürün oluşum süreci’ başlığıyla Aliye Berger gravürleri üzerine biçimsel bir okuma yapılacak. Edebiyat, resim ve müzikle iç içe büyüyen Berger, hayatının en büyük aşkı olan keman hocası Carl Berger’i yitirince, yaptığı gravürlerle hayata tutunur. Berger’in gravürleri, hem gravür tekniklerinin alışılmış kurallarını yıkmış, hem de dönemin akademik yaklaşımlarından oldukça farklı tutumlarla gerçekleştirilmiş. Bu sunumda, her biri Berger’in iç dünyasına, anılarına, aşkına ve coşkularına açılan pencereler niteliğindeki bu gravürlerin biçimsel ve teknik yapılarından söz edilecek.
(BirGün)
Tahtın Yeni Sahibi 'Vertigo'
'Vertigo' İngiliz Film Enstitüsü'nün en iyi filmler listesinde birinci sıraya yükselerek 'Yurttaş Kane'i yerinden etti. Yurttaş Kane listede ikinci sırasında yer alırken üçüncü sırada Tokyo Hikayesi var...
Yurttaş Kane'i 50 Yıllık Tahtından Kaldırdı
İngiliz Film Enstitüsü'nün 'En İyi Filmler' anketinde Alfred Hitchcock'un 1958 yapımı filmi 'Vertigo' birinci seçildi. İlk kez birinci sıraya yükselen film, 1952'den beri her on yılda bir düzenlenen ankette listenin hep ilk sırasında yer alan Orson Welles'in 'Yurttaş Kane'ini 50 yıllık tahtından indirmiş oldu.
Dünya genelinden 846 film eleştirmeni ve yazarın katılımıyla yapılan ankette James Stewart ve Kim Novak'ın başrollerinde oynadığı 'Vertigo', 'Yurttaş Kane'den 34 oy fazla aldı. 10 yıl önce yapılan bir önceki ankette ise 'Yurttaş Kane'in beş oy gerisinden geliyordu.
En Kişisel Filmi
Hitchcock, 'Vertigo'yu en kişisel filmi olarak nitelendiriyordu. Film, polis memuru Scotty Ferguson'ın (James Stewart) vertigosu nedeniyle bir meslektaşının çatıdan düşerek ölümüne sebebiyet vermesi üzerine emekliye ayrılmasıyla başlar.
Ardından eski bir dostu tarafından işe alınır. Dostunun eşi Madeleine (Kim Novak) tuhaf davranışlarda bulunmaktadır.
Hikâye San Francisco manzaraları eşliğinde ilerledikçe, ne karakterlerin ne de olayların ilk anda göründüğü gibi olduğu anlaşılır.
Film, Hitchcock'un Scotty'nin vertigosunu yansıtması amacıyla kullandığı kamera hileleriyle de ünlü.
Zaman İçinde Değeri Anlaşılmıştı
1941 yapımı 'Yurttaş Kane' gibi 'Vertigo' da ilk gösterime sunulduğunda çelişkili eleştirilerle karşılanmış, ancak zaman içerisinde filme hak ettiği değer verilmişti.
Ankette, üçüncü sırada ise Japon yönetmen Yasujiro Ozu'nun Tokyo Hikâyesi yer aldı.
En iyi filmler
1. Vertigo (Hitchcock, 1958)
2. Yurttaş Kane (Welles, 1941)
3. Tokyo Hikâyesi (Ozu, 1953)
4. Oyunun Kuralı (Renoir, 1939)
5. Şafak: İki Kişinin Şarkısı (Murnau, 1927)
6. 2001: Uzay Macerası (Kubrick, 1968)
7. Araştırmacılar (Ford, 1956)
8. Kameralı Adam (Dziga Vertov, 1929)
9. Jeanne d'Arc'ın Tutkusu (Dreyer, 1927)
10. 8 ½ (Fellini, 1963)
(ntvmsnbc)
Tarihi Fotoğrafı Canlandırdı
Sanatçı Maise Broadhead, yeni eserinde modern bir odayı 19. yüzyıldan kalma bir odaya dönüştürerek eski bir fotoğrafı canlandırdı.
Zamanda yolculuk hâlâ bilim kurgunun konusu olsa da, bir sanatçı basit ve modern bir odayı 19. yüzyıl fotoğrafına çevirirken yaptığı işi filme aldı ve eserini hızlandırılmış şekliyle yayınladı. Royal Collage of Art mezunu sanatçı, tarihi fotoğrafları modern yorumlayan fotografik parodilerle ünlenmiş bir isim.
Son sergisi Londra’daki National Gallery of Art’ta olan sanatçı, genç bir modeli İskoç fotoğrafçılar Hill&Adamson’ın yardımlarıyla Lady Elizabeth Eastlake’e dönüştürdü.
İngiliz sanatçı 2012’den 1844’e geri dönüş yapan hızlandırılmış filmde, yapımcı Jack Cole’la çalıştı. Üç dakikalık filmde, model boş bir odada yemek yerken, kahve içerken, etrafındakilerle konuşurken ve kıyafetleri giydirilirken kendisinin ve etrafındakilerin yavaş yavaş 19. yüzyıla dönüştüğü görüyoruz.
Setteki her detay dönüşümün başarısı için çok önemli. Bir kaç çekim ve ışık değişiminden sonra model yapılan sahte duvarın arkasına geçiyor ve duvarda asılı bir çerçevenin içine yerleşiyor. Böylelikle filmin sonunda model, duvara asılı bir çerçevenin içindeki fotoğraf gibi gözüküyor.
(Evrensel)
Kardeş Türküler'e Ödül
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Meclisi Toplantı Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, 9-13 Ağustos'ta yapılacak festivalin bu yılki sloganının yine ''Barış Kültürümüz Olsun''olduğunu, bu yıl ilaveten''Tek Dünya Tek Kaz Dağları Tek Şans'' sloganıyla Kaz Dağları'na da vurgu yaptıklarını söyledi.
Böylelikle Kaz Dağları'nda gerçekleşmesi muhtemel çevre felaketine karşı duruşlarını sergilediklerini dile getiren Gökhan, ''Her vesileyle Kaz Dağları'na vurgu yapıyoruz. Festivaller de bu vesilelerden biri. Panellerle, amblemlerimizdeki birtakım görsellerle bunu göstermeye çalışıyoruz. Kaz Dağları çok önemli. Bu nedenle festival boyunca iki panelimiz var. Kamuoyu oluştururken tek başınıza mücadele yetmez. Buna tüm duyarlı kesimlerin katkı vermesi lazım. Biz de belediye olarak bu konuda ciddi tavır koyuyoruz'' dedi.
Gökhan, festival kapsamında sergi açılışları yapılacağını, konserler, paneller, gösteriler sunulacağını belirterek, Homeros Bilim Kültür Sanat Ödülü'nün ''Kardeş Türküler'' grubuna verileceğini bildirdi.
Belediye Başkanı Gökhan, gruba ödülü verilmesinin gerekçesini değerlendirirken, şöyle konuştu: ''Bu grup, Anadolu'daki çeşitli medeniyetlerin, halkların kendi dilleriyle, o yörelerin müzikleriyle ön planda olan bir topluluk. Genelde hep barış üzerine vurgu yapan bir grup. Troia'daki savaşlarda, Anadolu medeniyetlerinden insanlar buraya gelip, Troia'nın savunmasında yer almıştır. Barışa da bu bağlamda vurgu yapmamız gerektiğini düşündüğümüzde, 'Kardeş Türküler' müzikleriyle bunu başarmaya çalışan insanlar. Barışa yaptıkları çağrı ve anlayış nedeniyle ödülün bu yıl onlara verilmesini uygun bulduk.''
(Cumhuriyet)
Akademi'nin Yeni Başkanı Hawk Koch
(Radikal)
Toroslar’da 60 Günde Devrialem
Sarıkeçiler, tüm yaşam savunucularını kendileriyle birlikte göçmeye çağırıyor. Yörük çadırında konaklayıp, keçi sütü içerek doğanın gerçek çocukları Sarıkeçililer’e karışmak isterseniz bu göçü kaçırmayın!
Yılda iki kez göç eden Sarıkeçili Yörükleri, yaklaşık 500 kilometre yürüyerek 60 günde Torosları aşıp yayla ile sahil arasında mekik dokuyorlar. Bu yıl 7. düzenlenecek olan Sarıkeçililer Göç Şenliği, 14- 16 Eylül tarihleri arasında Konya’nın Çumra ilçesinde yapılacak. Sarıkeçiler, Tüm yaşam savunucularını kendileriyle birlikte göçmeye çağırıyor.
Engellere Karşın Sonsuza Kadar Göçmek İsteyen Topluluk
Sarıkeçililer, Anadolu'daki göçerlik geleneğini sürdüren son Yörük boyu. Binlerce yıllık geleneği yaşatabilmek için her yıl kışı geçirdikleri Akdeniz sahilindeki Anamur ve Bozyazı’dan yola çıkıp 500 kilometre yürüyerek Toroslar’ı aşıyor, yazı Konya ve Karaman’ın yaylalarında geçiriyorlar. Modern hayatın giderek zorladığı Sarıkeçililer, baskı ve engellerle karşılaşsalar da kültürlerini yaşatmaya kararlılar. Sarıkeçililer’in göçlerini ve kültürlerini tanıtabilmek ve geleceğe aktarabilmek için düzenledikleri göç şenliğinin 7’ncisi 14 Eylül’de gerçekleşecek.
Konuklar Yörük Çadırında Ağırlanacak
“Sarıkeçililer Geleneksel 7. Göç Yürüyüşü Etkinliği” Konya’nın Çumra ilçesine bağlı Çiçek ve Avşar köyleri arasındaki Karaalan mevkiinde başlayacak. “Konar-göçerliğin dünü bugünü” konulu panelle sürecek olan etkinlik kapsamında Yörüklerin yaşama biçimleri ve yeme içme kültürüne ilişkin bilgiler aktarılacak. Şenliğe katılan konukların Yörük çadırlarında ağırlanacağı şenlik kapsamında, Sarıkeçililer’in bir günü uygulamalı olarak anlatılacak. Göç kervanının hazırlanması ve konserlerle devam edecek olan şenlik üç gün sürecek.
"Doğayı ve Yaşamı Savunmak İnancımız"
Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Çoban Savran, yörüklerin insanı, doğayı ve yaşamı savunmayı inanç biçimi olarak gelenekleştirmiş olduklarını belirterek, “Anadolu’nun tıkanmak üzere olan kültür damarlarına kan taşımaya devam etmek için hâlâ bir umut var. Bu umudun düş olarak kalmayıp gerçeğe ulaşması için yaşam savunucularını etkinliğimize katılmaya bekliyoruz” çağrısında bulundu.
"Göç Zamanı Gelince, Biz Dursak Keçiler Durmaz"
Kendilerine "son göçerler" denilmesinden rahatsız olduklarını belirten Savran, “göçen son topluluk” olduklarının altını çizerek, “sonsuza kadar göçeceğiz” sözleriyle kültürlerini yaşatmaya kararlı olduklarının altını çiziyor. Yaşamlarını doğanın saatine göre sürdürdüklerinin altını çizen Savran, göç zamanı geldiğinde kendileri dursa bile keçilerin, develerin durmadığını söylüyor.
60 Günde Devrialem
Özgün yaşama biçimleri ve kültürleri UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras (SOKÜM) kapsamında değerlendirilerek Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından konuyla ilgili çalışmalar yapılan Sarıkeçililer, yılda iki kez göçüyor. Günde yaklaşık 10 kilometre yürüyen topluluk, 45 ila 60 gün arasında yaklaşık 500 kilometrelik yolu katederek Torosları yılda iki kez aşıyorlar.
(soL)
Sheakspeare’in İlk Kitabı Dijital Ortama Geçiyor
Oxford Üniversitesi’ne bağlı Bodleian Kütüphanesinde bulunan Sheakspeare’in ilk dosyası, 1623 yılından itibaren muhafaza edilmeye çalışıldı fakat sayfaların yırtılmasına engel olunamadı.
1616 yılında hayatını kaybeden William Sheakspeare’in kitabı, çalışma arkadaşları tarafından 1623 yılında yayımlandı.
Kitap; “Fırtına”, “Onikinci Gece”, “Macbeth” ve “Julius Ceasar” gibi Sheakspeare’nin dünyaca ünlü 18 önemli oyununu içeriyor.
Bodleian Kütüphanesi ‘nin başlattığı 20 bin poundluk fon yardımıyla kitap dijital ortama aktarılacak ve bu sayede isteyen herkes kitabın yıpranmış sayfalarına ulaşıp,oyunları orjinal halinde okuyabilecek.
(ntvmsnbc)
İran’daki ‘Yasaklı Sergi’ Gün Yüzüne Çıktı
İran’ın başkenti Tahran’da 30 yıl önce İran hükümeti tarafından İslama karşı olduğu ve pornografik öğeler taşıdığı gerekçesiyle yasaklanan Pop Art sergisi ilk kez gün yüzüne çıktı.
The Guardian gazetesinde yer alan habere göre Tahran Çağdaş Sanat Müzesi’nin direktörü Hasan Noferesti yaptığı açıklamada sergideki bir çok eserin ilk kez sergilendiğini söyledi.
Noferesti sözlerine şöyle devam etti: “Sergi, bu sanatsal akımların evrimini gösteriyor.”
(ntvmsnbc)
Bob Dylan’ın Yeni Referansı Leonardo DiCaprio
Folk müziğin efsane ismi Bob Dylan yeni albümü Tempest’ta unutulmaz Titanik filmi için bir şarkıya yer verdi. Ünlü sanatçı şarkı sözlerinde Hollywood’un başarılı aktörü Leonardo DiCaprio’nun ismini kullanacak.
Dylan yeni albümüyle ilgili Rolling Stone dergisine verdiği röportajında Titanik’le ilgili yazdığı şarkının 13 dakika uzunluğunda olduğunu söyledi.
Dylan sözlerine şöyle devam etti: “’Şarkının melodisine bir gecede kandım. Melodiyi duyduktan sonra bununla bir şeyler yapabilirim diye düşündüm.”
Ünlü şarkıcı şarkı sözlerinde DiCaprio’nun ismini kullanmasıyla ilgili olarak da şöyle konuştu:
“’İnsanlar ‘Bu çok doğru değil’ diyecekler ama şarkı sözü yazarları neyin doğru olduğuyla ilgilenmez. Olmuş olan ve olabilecek olanla ilgilenir. Bu onun kendi doğrusudur. Bu aynı Shakerspeare’in kitaplarını okuyup, oyunlarını izlememiş insanlar gibidir.”
ALBÜM 11 EYLÜL’DE ÇIKACAK
Efsane isim, kariyerinin başından beri şarkılarında ünlü isimlere yer verdi. ‘I Shall Be Free’ parçasında Brigitte Bardot, Anita Ekberg ve Sophia Loren’in isimlerin, ‘Motorpsycho Nightmare’ adlı parçasında ise Tony Perkins’in ismini kullandı.
Dylan’ın yeni albümü ‘Tempest’ albümü 11 Eylül’de çıkacak.
(ntvmsnbc)
Roma Türk Filmleri'nin Onur Konuğu Ceylan
Roma'da geçen yıl büyük beğeniyle karşılanan ve gelenekselleştirilmesi düşünülen Roma Türk Filmleri Festivali'nin bu yıl düzenlenecek olan ikincisinin detaylarını, Festival Başkanı Serap Engin ve Festival Onursal Başkanı Ferzan Özpetek, anlattı.
İtalyanların Türk filmleriyle buluşmasını sağlayan her iki isim de filmlerin daha çok izlenebilmesi açısından önceki yıla göre, film sayısını azaltmayı uygun bulduklarını söyledi.
Festival başkanı Serap Engin, geçen yılki festivalin hazırlığı sırasında filmler arasında seçim yapmakta oldukça zorlandıklarını ve sonunda 30 filmi, İtalyan sinemaseverlerle buluşturduklarını hatırlatarak, "Geçen yıl, (Roma'da film festivali düzenliyoruz) haberini uçurduğumuzda, sektörden gelen güzel tepkiler, filmlerini talep ettiğimiz yapımcı ve yönetmenlerin desteği, bizleri o kadar mutlu etti ki, zengin bir seçkiyle ilk yılımızı kutlayalım dedik. Fakat bunun sonucunda her filmi iki kez gösterme gibi bir şansımız da kalmadı" dedi.
Festivalin ardından izleyicilerden, beğendikleri bir filmin tekrarını ne zaman izleyebileceklerine yönelik sorularla çok sık karşılaştıklarını söyleyen Serap Engin, onursal başkan Özpetek'in isteği doğrultusunda film sayısını bu yıl için 15'te tuttuklarını, dolayısıyla bir filmin en az 2 kere gösterileceğini ifade etti.
'GEÇEN YIL AÇGÖZLÜLÜKLE ÇOK FİLM GETİRDİK'
Onursal Başkan Özpetek de "Biz geçen yıl, Serap Engin ile bunu düzenlerken, açgözlülükle çok film getirdik. Filmlerin gösterimi azdı. İnsanlar görüp de başkalarına söylüyorlardı ama kaçırıyorlardı. Geçen sefer getirdiğimiz, insanların birbirine anlattığı, doyamadığı filmler var. Onlardan bazılarını tekrar getirelim diyorum'' şeklinde konuştu.
Roma Türk Filmleri Festivali'nin, İtalya ile Türkiye arasındaki güzel bir etkinlik olduğundan söz eden Özpetek, "Ben geçen sefer, Şener Şen'in, Cem Yılmaz'ın, Yavuz Turgul'un filmlerinin seyredilip, beğenilmesinden çok mutlu olmuştum. Çok hoş bir şey. Çok güzel bir ilgi vardı. Nuri Bilge'nin filmi ''Bir Zamanlar Anadolu'da'' burada ilk defa bizim festivalde gösterilmişti. O da bize çok onur verdi" ifadelerini kullandı.
Festivalin geçen yılki ilk versiyonunda, gerek Türk sinemasından son filmler gerekse ''Ustaya Saygı'' bölümü ve yetenekli genç isimlere ait kısa filmlerden örnekler sunduklarını aktaran Engin, festival formatının bu haliyle çok tutulduğunu ve bu yıl da aynı şekilde olacağı bilgisini paylaştı.
ONUR KONUĞU NURİ BİLGE CEYLAN
İlkinde olduğu gibi yine Kültür ve Turizm Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı ve Türkiye'nin Roma Büyükelçiliği'nin katkılarında gerçekleştirilecek bu önemli etkinliğin onur konuğu ise Uzak, Üç Maymun ve Bir Zamanlar Anadolu'da filmlerinin başarılı yönetmeni Nuri Bilge Ceylan.
Roma'da geçen yılki festivalde kapanışı Bir Zamanlar Anadolu'da ile yaptıklarını anımsatan Serap Engin, şunları kaydetti:
"Bir Zamanlar Anadolu'da, İtalyan sinema sektörü ve seyircisi tarafından büyük ilgi görmüştü. Filmi izlemek isteyenler, kapıda uzun kuyruk oluşturmuştu. Tabii ki gösterilen bu ilgi bizi çok mutlu etti. Hatta festival gösteriminden sonra film, İtalya'da da gösterime girdi. Buradan hareketle bu yıl festival onur ödülünü Nuri Bilge Ceylan'a takdim edeceğiz. Ustaya saygı bölümünde de filmlerinden oluşan bir retrospektif yapacağız. Ayrıca Ferzan Özpetek'in yöneteceği bir oturumda, Nuri Bilge Ceylan, deneyimlerini aktarıp, katılımcılarını sorularını cevaplandıracak.''
Bu yılki festivalin geçen senekine farklılık göstereceği bir diğer konu ise festivale eş zamanlı olarak iki yerin evsahipliği yapacak olması.
Festival başkanı ve aynı zamanda düzenleyicisi Engin, Roma Türk Filmleri Festivali'ne geçen sene olduğu üzere Villa Borghese parkındaki Casa del Cinema'nın ve buraya ek olarak Roma'nın prestijli sinemalarından Alcazar'ın evsahipliği yapacağını, bunun kendileri için çok büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Serap Engin, geçen yılki festivalde, İtalya'da yaygın ve bilinen bir deyiş olan ''Mamma Li Turchi'' yani ''Anneciğim eyvah Türkler geliyor'' şeklindeki ifadeye ''Bu defa filmleriyle geliyorlar'' cümlesini ek yaparak esprili bir hale getirdiklerini anımsatarak, bu sloganın İtalyanlar tarafından da çok sempatik ve eğlenceli bulunduğunu belirtti.
Engin, ''Festival afişi ya da program kartlarımıza bakıp tebessüm eden insanları görmek bizi çok mutlu etti. Bu nedenle doğru bir yolda olduğumuzu düşünüyoruz ve uzun yıllar (Eyvah filmlerimizle geliyoruz) demek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Roma Türk Filmleri Festivali'nin ilkinde açılışını onur konuğu olan yönetmen Yavuz Turgul'un, hem yazıp hem yönettiği, başrollerinde Şener Şen ve Cem Yılmaz'ın yer aldığı ''Av Mevsimi'' filmi yapmıştı. Filmin başrol oyuncuları, festivalin açılışına katılmıştı. Yönetmen Turgul da onur ödülünü almıştı.
(ntvmsnbc)
'Prometheus' Hikayesi Devam Ediyor
Ridley Scott, yönetmenliğini yaptığı Alien serisinin önceki hikayesini anlatan 'Prometheus'un devam filminin kesinleştiğini duyurdu.
Haziran ayında gösterime giren ‘Prometheus’un henüz DVD’si çıkmadan, 20th Century Fox’tan devam filminin haberi geldi. The Hollywood Reporter’ın haberine göre, filmin yönetmeni Ridley Scott ikinci film projesini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Filmin 2014 ya da 2015’te çıkması bekleniyor.
Dünya çapında 302 milyon dolarlık gişe hasılatının sahibi film, devam filminde farklı bir yazarla çalışacak. İlk filmin yazarı Damon Lindelof’un devam filmi için geri dönmeme ihtimali olduğunu belirten yapım şirketi Fox, ikinci film için henüz bir yazarla anlaşmadı.
Yönetmenliğini Ridley Scott’ın yaptığı bir diğer film ‘Blade Runner’ın da ikinci filminin çekilme olasılığı hayranlarını heyacanlandırdı.
Yapım şirketleri, bu sene vizyona giren ‘Ted’, ‘Snow White & the Huntsman’, ‘The Amazing Spiderman’ ve ‘Man in Black’ filmlerinin de devamının geleceğini açıkladı.
(ntvmsnbc)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder