7 Temmuz 2012 Cumartesi

BİR ÖZGÜRLÜK ŞİİRİ: RIFAT ILGAZ



Biraz dikkatli olarak geçmişe bakanlar için temmuz ayları hep hüzün doludur.  Sanki temmuz yaza değilde sonbahara aittir. Geçmişi pek bir karanlık görünür ileriden bakanlar için. Hem nasıl görünmesin? 35 insanı -ki içinde Asım Bezirci'den tutun Hasret Gültekin'e kadar nice aydın ve sanatçı vardır- bu ayda ateşe atmıştır karanlığın uşakları. Tomris Uyar'ı, Füsun Akatlı'yı, Kemal Sunal'ı, Aziz Nesin'i ve Rıfat Ilgaz'ı bu ay içinde kaybetmiş bu topraklar. İşte bu nedenle temmuz ayı aydınlık yönünden biraz eksik kalır gibi hep. Büyük usta Rıfat Ilgaz'ı bundan 19 yıl önce yine bir temmuz günüde kaybettik. O yazdığı nice eserle, yazdıklarında bize öğrettikleriyle paha biçilmez bir değere sahiptir edebiyat dünyamızda. Ama bundan da önemlisi temmuz ayında yiten diğer yoldaşları gibi duruşundan asla taviz vermemesi, karanlıklara boğulmaya çalışan bir ülkede daima aydınlık bir meşale gibi parlamasıyla önemlidir bizler için. Hababam Sınıf'ındaki repliklerde onun imzası vardır mesela. Hani diyordu ya Mahmut hoca 'Ben tüccar değilim, eğitimciyim!'. O kelimeler bugünün bakanlarına, başbakanlarına yıllar ötesinden atılan bir tokattır sanki. Tabi her sözünü sakınmayan, doğru sözün eylemcisi gibi o da çok çile görmüş, acı çekmiş... Ama asla geri adım atmamış, asla tuttuğu mevziyi bırakmamış bir aydın. Hani soruyorduk ya 'bu ülkede aydın olmanın sorumluluğu nedir?' diye, Rıfat Ilgazlar gibi olabilmektir aydın olmanın sorumluluğu. Günümüz iktidarının liberal 'aydın'larına inat onlar aydın olmanın sorumluluğunu hep yerine getirmiş olanlardır. Aslında Rıfat Ilgazlar'ı, Aziz Nesinler'i karakterize eden kelime inat olsa gerek. Tüm baskılara karşın geleceğe dair duyulan umudun inadı... Evet, Rıfat Ilgaz'da o inatçılardan biriydi. Bizlere bu gün düşen görev ise onlar gibi inat etmek kuşkusuz. Bir kez daha yıldızlara uğurlayışımızın 19. yılında onun şahsında tüm inatçıları saygıyla anıyoruz... DAİMA İNATLA!

KALDIRIM

Bu da Bir Özgürlük Şiiri


HAYATI

Rıfat Ilgaz 1940'ların toplumcu-gerçekçi şairlerinin başta gelenlerindendir. 

1911 yılında Cide'de doğdu. Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı.İlk şiiri 27.07.1927'de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı.Ayrıca; Açıkgöz(Kastamonu) , Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. 

Lise yıllarında babasının ölümü nedeniyle buradan ayrıldı.Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi'nde öğrenim gördü.1930 yılında mezun oldu.Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova'da ilkokul öğretmenliği yaptı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938 'de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı. 

1939'da İstanbul Karagümrük Ortaokulu'nda Türkçe Öğretmenliğine başlayan Ilgaz'ın, yazı ve şiirleri büyük dergilerde yayınlanmaya başladı.1940 'da Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne girdi.Hasan Tanrıkut, Sabahattin Kudret Aksal, Salah Birsel'le tanıştı.Ömer Faruk Toprak ile 9 Eylül 1042'de Yürüyüş Dergisi'ni çıkardılar.Bu dergide Orhan Kemal, Sait FAİK, Cahit Irgat, A.Kadir, Nazım Hikmet (İbrahim Sabri) ile birlikte çalıştılar. 

1943'te ilk kitabı 'Yarenlik'i yayınladı.Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü.Ocak 1944'de 'Sınıf'adlı şiir kitabı çıktı.Sıkı yönetim kararı ile toplatıldı.Pertev Naili Boratav 'Sınıf' için:'Yeni Türk şiirine inanmayanlara, Rıfat Ilgaz'ın kitabını okuyup anlamalarını dilemekten başka yapılacak birşey yoktur' diye yazdı. 

1945'te Gün Dergisi çıktı.Ilgaz bu dergide sekreterdi.Bu dergide yazıları yayınlandı. Aziz Nesin'in Cumartesi Dergisine ortak oldu.Seçici kurulda çalıştı.1946'da Esat Adil, Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile birlikte Gerçek Gazetesini çıkardılar.1946 Ekim ayında Yığın Dergisini'ni Esat Adil ve Adil Yağcı ile birlikte çıkardılar. 

Öğretmenliğe yeniden döndükten sonra Boğazlayan-Yozgat'a tayini çıktı.Hastalığı nedeniyle Validebağ Sanatoryumunda yattı.Şubat 1947'de Sebahattin Ali, Aziz Nesin ve Mim Uykusuz'un çıkardığı Marko Paşa kadrosuna girdi.Sık sık kapatılan bu derginin daha sonraları sorumlu müdürlüğünü üstlendi. 

Malum Paşa, Merhum Paşa, Hür Marko Paşa gibi dergilerin adı sık sık değişiyordu.1950'li yıllarda Ilgaz, gazetecilik yapmaya başladı.Sakıncalı olduğundan gazeteler ve dergiler imzalarına pek yer vermediler. 

1952-1960'da Tan Gazetesi'nde dizgici-düzeltmen ve röportaj yazarı olarak çalıştı.Turhan Selçuk ve İlhan Selçuk'un çıkardığı Dolmuş Dergisi'ne 'Stepne' takma adıyla yazılar yazdı.Hababam Sınıfı, Pijamalar(Bizim Koğuş) , Don Kişot İstanbulda bu dergide dizi olarak yayınlandı.Hababam Sınıfı'nı da isminin sakıncalı olması nedeniyle 'Stepne'(Yedek Lastik) takma adıyla yazdı.Ocak 1953'te Devam adlı şiir kitabını çıkardı ve bu kitap da toplatıldı. 

1961 Anayasası yürürlüğe girdikten sonra kendi adıyla yazı ve şiir yayınlama özgürlüğüne kavuşan Rıfat Ilgaz Demokrat İzmir, Akbaba, Vatan, Yeni Gün, Yeni Ulus gibi yayın organlarında ve kimi edebiyat dergilerinde yazı yazabildi.Sınıf Yayınları'nı kurdu ve kendi kitaplarını yayınlayabildi.1970'te Basın Şeref Kartı'nı aldı.1974'te emekli oldu.Doğum yeri olan Cİde'ye yerleşti. 

12 Eylül 1980 döneminde göz altına alındı..Tutukluluğu sona erince İstanbulda oğlu Aydın Ilgaz ile birlikte ölümüne kadar yaşamaya başladı.Bu olaylar 'Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra' adlı kitabında anlatılır. Onu hepimiz Hababam Sınıfı'nın yazarı olarak bildik.Altmış kitabı olmasına karşın onun şairliğini, romancılığını ve öykü yazarlığını unutmamamız gerekir. 

Kitaplarında; çağdaş, ileri görüşlü, ulusumuzdan yana birlikteliği önerir. Yıllarca bizden kendisini uzaklaştırmaya çalışan yönetimlerden sonra, demokrasi yolunda ülkemizdeki gelişmeler Rıfat Ilgaz adını yeniden yücelttiyse de, Sivas Olaylarının acısına dayanamayan duyarlılığı 7 Temmuz 1993 günü aramızdan ayrılmasına neden oldu. Rıfat Ilgaz'ın naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı'na sevgili dostu Asım Bezirci'nin mezarının yanına gömüldü. 



ESERLERİ

Şiir kitapları: 
Yarenlik (1943) , Sınıf (1944) , Yaşadıkça (1948) , Devam (1953) , Üsküdar’da Sabah Oldu (1954) , Soluk Soluğa (önceki kitaplarından seçmelere eklemelerle,1962) , Karakılçık (1969) , Uzak Değil (1971) , Güvercinim Uyur mu (1974) , Kulağımız Kirişte (1983) , Ocak Katın Alagöz (1987) Ömer Faruk Toprak Ödülünü kazandı. 

Romanları: 
Karadeniz'in Kıyıcığında (1969, önce oyun olarak çıktı,1965) , Karartma Geceleri (1974) , Sarı Yazma (1976) , Yıldız Karayel (1982) ile 1982 Madaralı Roman Ödülü'nü ve 1982 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü kazandı 

Tiyatroları: 
Basılmış oynanmamış veya oynanmış, yayınlanmamış oyunları da olan Ilgaz'ın tiyatro türünde en ünlü eserleri Hababam Sınıfı (ilk oyun.1966, bas.1967) ve Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (ilk oyun.1969, Ibiş oyunuyla, bas.1971) , Abbas Yola Gider (1971) adlı kitaplarıdır. 

Mizah: 
Önce iki hikaye kitabı çıkardı: Radarın Anahtarı (1957) , Don Kişot Istanbul'da (1957) : sonra iki roman: Hababam Sınıfı (1957,10. b.1972, filme de alındı: 1975) ve Pijamalılar (Bizim Koğuş) (1959) . Bunları, gene mizah türünde pek çok hikaye izledi: Kesmeli Bunları (1969) , Nerde O Eski Usturalar (1962) , Saksağanın Kuyruğu (1962) , Şevket Usta'nın Kedisi (1965) : Geçmişe Mazi (1965) , Garibin Horozu (1969) ve 1972'de çıkan on kitap: Altın Ekicisi, Palavra, Tuh Sana, Çatal Matal Kaç Çatal, Bunadı Bu Adam, Keş, Al Atını, Hababam Sınıfı Baskında, Hababam Sınıfı Uyanıyor. Daha sonra yayımlanan mizah türündeki kitapları, Palavra (hikayeler,1982) , Rüşvetin Alamancası (1982) , Çalış Osman Çiftlik Senin (hikayeler,1983) , Sosyal Kadınlar Partisi (hikayeler 1983) , Apartıman Çocukları (roman,1984) , Hoca Nasrettin ve Çömezleri (roman,1984) , Hababam Sınıfı Icraatin îçinde (1987) , Şeker Kutusu (1990) , Dördüncü Bölük (1992) 

Anılar: 
Yokuş Yukarı(1982) , Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra(1986) 

Güncel: 
Nerde Kalmıştık (1984) , Cart Curt (1984) köşe yazılarını topladığı kitaplarıdır. 

Çocuk kitapları: 
Halime Kaptan (1972) Kumdan Betona (1976) , Öksüz Civciv (1979) , Bacaksız Kamyon Sürücüsü (1977) , Cankurtaran Yılmaz (1979) , Bacaksız Sigara Kaçakçısı (1980) , Bacaksız Okulda (1980) , Bacaksız Tatil Köyünde (1980) , Bacaksız Paralı Atlet (1980) , Küçükçekmece Okyanusu (1983) , Apartıman Çocukları (1984) , Çocuk Bahçesinde(1993)


İşte Oğul Ilgaz'ın Anlatımıyla Rıfat Ilgaz'ın Son Günleri:

Edebiyatçılar Derneği’nin davetiyle 24 Haziran 1993'te Ankara’da bir törene katılan Rıfat Ilgaz, orada Behçet Aysan, Metin Altıok, Asım Bedirci’nin de aralarında bulunduğu Madımak’a gidecek ekiple birlikte sohbetin bol olduğu keyifli bir gün geçirdi.
Ilgaz, bu buluşmanın ardından İstanbul’a dönerken ekibin geri kalanı 2 Temmuz’da ‘Madımak Katliamı’nın yaşandığı Sivas’a doğru hareket etti. 

Ailesinin çabalarıyla olayı duyması engellenen Ilgaz'a, Madımak Katliamı oğlu Aydın ve aile dostları alıştıra alıştıra söyledi.

Bu olayı kabullenemeyen Ilgaz yakın çevresine “İnsanlık tarihinde böyle bir şey olmadı, Firavunlar Piramitlere saldırdı ve bunun gibi birçok olay oldu ama bu başka aydın insanları bir kütüphane dolusu kitap gibi yaktılar” dedi.


Ölümünden Önce Son Röportajını Cumhuriyet Gazetesine Veren Rıfat Ilgaz Şöyle Konuşmuştu:

Yaşamla ölümün bir anlamı kalmadı. Her şey yalama oldu! Artık hiçbir şeye inanmıyoruz. Yaşama da inanmıyoruz. Artık yaşam yalama oldu. Evden dışarı çıkmamak mı lazım? Bizim aklımız ermez oldu. Asım benim çok eski dostum. Benim için yıllarca çalışıp değerli kitaplar yazan bir yazar. 

Yazar, kitapları yalnız kendisi için yazmaz. Kitaplar birer sevgi derlemeleridir. Asım aylarca yıllarca benimle yattı, kalktı. İyi günlerimde gülmüş; hapishanelerde, kelepçelerde ağlamış. Gözlerinin önünde 81’de kelepçeliyim. Asım yanımda. Türkiye’de, yaşama da ölüme de inanılmıyor. Asım Bezirci yaza yaza kayboldu gitti işte. İnsanca yapabileceğimiz tek şey, şimdi Asım’ı saygıyla anmak.

Rıfat Ilgaz'ın Kendi sesinden: 'AYDIN MISIN?'



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder