
YANSIYANLAR
Jethro Tull 10 Eylül'de İstanbul'da - Efsanevi İngiliz rock topluluğu Jethro Tull, rock müziğin altın çağını simgeleyen albümlerden "Thick As A Brick"i 10 Eylül'de kırk yıllık bir süreden sonra ilk kez canlı çalacak.
Terasta Heykel Keyfi - İstanbul’un metropol kimliğini, yalnızlaşan ve yabancılaşan insan, şehrin silüetini oluşturan gökdelenler, bireyin kuşatılmışlık karşısındaki algısı çalışmalara yansıyan konular. Açık alan sergilerinde çalışmaların dış çevreyle ilişkisi de göz önünde bulundurulduğunda Maslak’taki ‘Teras Sergileri’ <40’ta böyle bir sonuçla karşılaşmamız doğal bir sonuç oluyor. 22 Eylüle kadar devam edecek olan açık alan sergisi heykel meraklılarını bekliyor.
‘Müzikal Geceler’ Seyirciyle Buluşmaya Devam Ediyor - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının düzenlediği “Müzikal Geceler”, 16-17 Eylül 2012 tarihlerinde seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Ekrem Reşit Rey’in yazdığı, Cemal Reşit Rey’in müziklerini yaptığı, Haldun Dormen’in yönettiği Lüküs Hayat ile Hagop Baronyan’ın yazdığı, Engin Alkan’ın yönettiği Şark Dişçisi adlı müzikal oyunlar, “Müzikal Geceler” adıyla Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde seyirci karşısına çıkıyor. “Müzikal Geceler”in biletleri 22 Ağustos 2012 Çarşamba gününden itibaren Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi gişesi ve www.ibst.gov.tr’den temin edilebilir.
Eskiye Ait Ne Varsa Sahafta - Beyoğlu Belediyesi tarafından bu yıl 6.'sı düzenlenen Beyoğlu Sahaf Festivali, 25 Eylül'de kapılarını açmaya hazırlanıyor.
Jethro Tull 10 Eylül'de İstanbul'da
Efsanevi İngiliz rock topluluğu Jethro Tull, rock müziğin altın çağını simgeleyen albümlerden "Thick As A Brick"i 10 Eylül'de kırk yıllık bir süreden sonra ilk kez canlı çalacak.
İstanbul Rock tarihindeki ilklerden birine tanıklık ederken Jethro Tull'ın beyni Ian Anderson ve arkadaşları Tuborg Gold sponsorluğunda 10 Eylül'de Küçük Çiftlik Park'ta sahne alacak. Rock altyapısının sağlamlığı, melodik yapısı ve konseptiyle piyasaya sunulduğunda büyük satış rakamlarına ulaşan albüm zaman içinde rock müziğin kült yapıtlarından birine dönüştü. Yaklaşık iki saat sürecek olan konserin albümün diğer bölümünde 2012'de yayınlanan Thick As A Brick Pt.2'den parçalar ve unutulmaz Jethro Tull klasikleri de seslendirilecek.
1972'den Bu Yana İlk Kez
İngiltere'nin dünya müziğine en büyük katkılarından Jethro Tull'ın "Thick As A Brick"i 1972 yılında yayınlandı ve 44 dakikalık tek bir parçadan oluştu. Albüm çıktığı hafta Melody Maker, Cashbox, Billboard gibi birçok müzik dergisi tarafından en iyi "progressive rock" yapıtlarından biri olarak ilan edildi ve yılın albümü olarak gösterildi. Albüm ABD ve Almanya dahil birçok ülkede 1 numaraya kadar yükseldi.
Ne Anlatıyor?
"Thick As A Brick" sözlerini Gerald Bostock (nam-ı diğer "Küçük Milton" ya da Ian Anderson'ın ta kendisi), adındaki hayali bir çocuğun büyümenin zorluklarına ilişkin yazdığı şiirden alıyor. Ian Anderson'ın hayalinde canlandırdığı Gerald Bostock 40 yıl sonra yeniden ortaya çıktı ve bu yıl "Thick As A Brick Pt.2 - What Happened to Gerald Bostock" adıyla yayınlandı.
"Thick As A Brick" son olarak 1972 yılında Jethro Tull tarafından verilen konserlerde çalındı. Albüm daha sonra bir bütün olarak seslendirilmedi. Yaklaşık 50 yıldır kısa bölümlerle çalınan "Thick As A Brick" ilk kez canlı olarak İstanbul'da dinlenecek.
Konser için Bilet Satış Noktaları, Troya Turizm(Beşiktaş), Mephisto (Taksim)-Mephisto (Kadıköy)-Hammer (Kadıköy)olarak belirlendi. Konser hakkında ayrıntılı bilgilere www.mood-pro.com adresinden ulaşılabileceği, toplu bilet bilet@mood-pro.com adresine e-posta gönderilebileceği bildirildi.
(Cumhuriyet)
Terasta Heykel Keyfi
Elgiz Müzesi’nin 10. yıl etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği teras sergilerinin ilki olan açık alan heykel sergisi devam ediyor. ‘Teras Sergileri’ <40 ismini taşıyan sergi, heykel algısının büstlerle ve kapalı mekanlarla sınırlı olan ülkemizde heykel sanatına yeni bir yorum getirme olanağı sağlıyor. Maslak’taki müze binasının terasında sergilenen ürünler 40 yaş altı genç heykeltıraşların çalışmalarından oluşturuldu. Ayla Turan, Çayan Yılmaz, Kıymet Daştan, Işık Özçelik, Y. Bahadır Yıldız, Ferit Yazıcı ve Sesil Beatris Kalaycıyan eserleri sergilenen genç sanatçılardan bazıları.
İstanbul’un metropol kimliğini, yalnızlaşan ve yabancılaşan insan, şehrin silüetini oluşturan gökdelenler, bireyin kuşatılmışlık karşısındaki algısı çalışmalara yansıyan konular. Açık alan sergilerinde çalışmaların dış çevreyle ilişkisi de göz önünde bulundurulduğunda Maslak’taki ‘Teras Sergileri’ <40’ta böyle bir sonuçla karşılaşmamız doğal bir sonuç oluyor. 22 Eylüle kadar devam edecek olan açık alan sergisi heykel meraklılarını bekliyor.
DEĞİŞKEN DOĞRULAR
Kıymet Daştan’ın çalışması ‘Doğrular’ ismini taşıyor. Heykeli izleyici tarafından müdahale edilebilir, kurgulanmaya hazır, interaktif bir yerleştirme özelliği taşıyor. Birbirine geçen metal doğrular evirilip değişebiliyor. Daştan çalışmasını Albert Camus’nun “bütün insanlar doğruluktan söz ederken aynı tonda konuşuyorlar… ‘Bu doğrudur’ derdi, öbürlerine sesini kesip oturmak düşerdi. Belki de yanılıyordu, sen de yanılıyorsun” sözünden yola çıkarak hazırladığını söylüyor.
İŞÇİLERLE HAZIRLANAN HEYKEL: AKINTI
‘Teras Sergileri’ <40’ta dikkat çeken çalışmalardan olan ‘Akıntı’ Y. Bahadır Yılmaz imzası taşıyor. Metropol yaşantısı içinde eriyen ve tükenen insanı eğrite edici bir imgelemle izleyiciye sunuyor. Yılmaz bize bu çalışmasını Plastik Fabrikası Farplas’ta isçilerle birlikte 2 ay çalışarak gerçekleştirdiğini bizlere aktarıyor. Yılmaz, kendisi ve işçiler için önemli bir deneyim olduğunu sözlerine ekliyor.
GÜNÜMÜZ BABİL KULELERİ
Işık Özçelik heykelini Babil kulesinden yola çıkarak hazırlamış. Özçelik, çalışmasını açık alan sergisine uygun bir biçimde oluşturduğunu ifade ediyor. Eserlerin sergilendiği terasın çevresindeki gökdelenlere atıfta bulunuyor ‘isimsiz’ çalışmasında. Merdivenlerden oluşan sarmal zirveye ulaşmaya çalışıyor. Günümüz İstanbul’unda Babil Kulelerinden çok fazla örnek bulabilmek mümkün.
DÜNYA İLE ÖTEKİ DÜNYA ARASINDA
İnsan, Dünya, Evren kavramları arasındaki ilişkiyi odaklanan Ferit Yazıcı’nın çalışmasının ismi ise ‘Araf’. Ferit Yazıcı, heykelinde insanın ‘Dünya’ ile ‘Öteki dünya’ arasındaki ‘bekleme yeri’ne gönderme yapıyor. Yazıcı, bu konuyu seçmesinde bazı insanların ölmeyeceklermiş gibi yaşamalarının ve bencilce hayat sürmelerinin etkili olduğunu söylüyor.
HEYKELE DAİR BİR SANAT POLİTİKASI YOK
Ülkemizde heykele yeteri kadar ilgi gösterilmemesinin nedenini ‘Teras Sergileri’ <40’a katılan heykeltıraşlara sorduk. Heykele bakıştaki sığlığı, kamusal alan heykelinin gelişimindeki sıkıntıları heykel sergisine katılan sanatçılar gazetemize yorumladı.
HAYATIN İÇİNE KARIŞABİLMELİ
Heykel algısının sığ olmasının ve heykele yeteri kadar ilgi gösterilmemesinin sebepleri nelerdir?
Ferit Yazıcı: İslam Dini’nin üç boyutlu sanat yapıtlarını yasak kılması en büyük etkenlerden biri. Bunun yanı sıra ülkemizde İtalya örneğinin tersine bir geleneğin oluşmamış olmasındandır. Bilindiği üzere Osman Hamdi Bey Sanay-i Nefise Mektebini kurana dek, Osmanlı döneminde heykel üzerine eğitim veren bir okul yokmuş. Dolayısıyla ülkemizde heykel sanatının gelişmemesi doğaldır. Bir taraftan din gibi güçlü bir sebep diğer taraftan doğru düzgün yapacak kimsenin olmayışı heykel adına her şeyin çok geç kalmasına neden olmuştur.
Y.Bahadır Yıldız: Heykelin şu anda ilgi görebilmesi için daha önce, gelişim gösterebileceği, varolabileceği bir zemine, alana sahip olabilmesi ve hayatın içine karışmış olması gerekirdi.
Türkiye de heykel denince karşımıza ilk çıkan meydan heykelleri. İktidarı sağlamlaştırmak için diktirilen, belediyenin beğeni ve kültür düzeyi ile doğru orantılı, çoğunlukla sanattan uzak, militarist geleneği devam ettiren çalışmalar.
KÜLTÜREL GELİŞİM EKSİKLİĞİ
Özel olarak, kamusal alan heykelinin ülkemizdeki gelişimi niçin sıkıntılı?
Işık Özçelik: Ülkemizde gelişmiş kamusal alan heykeliyle karşılaşmamış. Modern dönemde heykel müzeye kapatılıp dış mekanla ilişkisi kesilmiş. Bu yüzden eser sadece eseri sundu. Heykel kamusal alana çıkınca etrafıyla ilişki geliştirmesi gerekiyor. Ülkemizde heykelin bu konumu kültürel gelişim eksikliğinden kaynaklı.
Kıymet Daştan: Kamusal alanda heykel sergilemek mümkün değil, anıt heykeller dışında. Heykele pek ilgi gösterilmiyor. Bunun temelinde ise heykele dair bir sanat politika olmaması yatıyor.
(Evrensel)
‘Müzikal Geceler’ Seyirciyle Buluşmaya Devam Ediyor
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarının düzenlediği “Müzikal Geceler”, 16-17 Eylül 2012 tarihlerinde seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Ekrem Reşit Rey’in yazdığı, Cemal Reşit Rey’in müziklerini yaptığı, Haldun Dormen’in yönettiği Lüküs Hayat ile Hagop Baronyan’ın yazdığı, Engin Alkan’ın yönettiği Şark Dişçisi adlı müzikal oyunlar, “Müzikal Geceler” adıyla Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde seyirci karşısına çıkıyor. “Müzikal Geceler”in biletleri 22 Ağustos 2012 Çarşamba gününden itibaren Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi gişesi ve www.ibst.gov.tr’den temin edilebilir.
Şark Dişçisi adlı müzikalde, tarihin belirsiz bir zamanından çıkıp gelen gezici bir tiyatro kumpanyası,19. yüzyıl Osmanlı mizah yazınının en önemli kalemlerinden olan Hagop Baronyan’ın eğlenceli komedisini; müzikli, danslı, şenlikli bir gösteriyle bugünün seyircisiyle buluşturuyor. İstanbul Ermenileri arasında geçen; birbirini aldatan eşlerin, kavuşamayan aşıkların hikayesini konu alan oyun, izleyenleri bir arada güldüğümüz zamanları hatırlamaya davet ediyor. Engin Alkan’ın yönettiği oyunun müzikleri Selim Atakan’a ait. Oyunda; Selçuk Borak, Çağlar Çorumlu, Sevil Akı, Selin Türkmen, Ümit Daşdöğen, Sevinç Erbulak, Hüseyin Tuncel, Salih Bademci, Emrah Özertem, Tuğrul Arsever, Çiğdem Gürel, Senem Oluz, Özge O’Neill, Yasemin Güvenç, Reyhan Karasu, Murat Üzen, Serkan Bacak, Okan Patırer, Yılmaz Arda Alpkıray rol alıyor.
Lüküs Hayat, Türk toplumunun Batı ile yüzleşmesi ve bu çerçevede yaşanan gülünçlükleri sahneye taşırken, bu durumun değişmezlerini 27 yıldır sahnede diri tutuyor. Ekrem Reşit Rey’in yazdığı Haldun Dormen’in yönettiği oyunda küçük hırsızlıklarla geçinen Rıza ile Fıstık bir zengin evine girince kendilerini bir kıyafet balosunun ortasında bulurlar. Aslında bu ikilinin içine düştüğü yeni ortam, batılılaşma özentisinin ortasına düşmüş halktan insanların durumudur. Zihni Göktay, Şenay Saçbüker, Savaş Barutçu, Ayşegül İşsever, Münir Kutluğ, Derya Kurtuluş, Cem Karakaya, Bestem Türen, Ali Karagöz, Deniz Evrenol, Uğur Arda Aydın, Hülya Arslan, İlhan Kilimci, Zümrüt Erkin, Tuğrul Arsever, Tolga Coşkun, Nur Saçbüker, Yılmaz Arda Alpkıray, Doğan Şirin, İbrahim Ulutaş, Esra Ede, Nagehan Erbaşı, Merve Keleş’in rol aldığı operetin müzikleri ise Ünlü Besteci Cemal Reşit Rey imzası taşıyor.
(Evrensel)
Eskiye Ait Ne Varsa Sahafta
Bu yıl da Tepebaşı’nda düzenlenecek festival kapsamında, 65 sahaf okuyucuyla buluşacak. Beyoğlu Belediye BaşkanıAhmet Misbah Demircan, Sahaf Festivali’ne büyük bir önem verdiklerini belirterek, “Bu yıl programımızı daha da zenginleştirerek ünlü yazar ve şairlerimizle edebiyat sohbetleri gerçekleştirecek, çok anlamlı bir mekânda edebiyatçılarımızı okurlarıyla buluşturacağız” dedi.
14 Ekim’e kadar sürecek festival boyunca; kitapların yanı sıra tarihe tanıklık eden dergiler, yazılar, eski fotoğraflar, filmler, tiyatro afişleri, nadide levhalar, mektuplar, kartpostallar ve özel koleksiyonlar da stantlarda meraklılarının ilgisine sunulacak.
(Cumhuriyet)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder