27 Temmuz 2012 Cuma

GÖZE ÇARPANLAR...


NE VAR?

Munzur Festivaline Coşkulu Açılış

Gördüğü İşkencelere Bakıyor

Coelho’nun Gözü Kudüs’te

Booker'ın Aday Listesi Tartışılıyor

One Love One Fiş!




Munzur Festivaline Coşkulu Açılış...

"Dersim Soykırımı Tanınsın, Barajlar ikinci 38'dir" sloganıyla gerçekleştirilen 12. Munzur Kültür ve Doğa Festivali başladı.

Festival kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte konuşan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, siyasi soykırım operasyonları kapsamında 70 KESK'linin tutuklandığına dikkat çekerek, "Dün olduğu gibi, bu gün de bize dayatılan zulüm ve zorbalık karşısında mücadelemizi daha da yükselteceğiz" dedi.

"Dersim Soykırımı Tanınsın, Barajlar ikinci 38'dir" sloganıyla gerçekleştirilen 12. Munzur Kültür ve Doğa Festivali kapsamında Dersim Spor Stadı'nda konser etkinliği düzenlendi. Konser, demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına gerçekleştirilen bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Konser süresi boyunca, sık sık "Bijî Serok Apo" ve "Öcalan Öcalan" sloganları atıldı. Tutuklanan KESK'lilerin serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasının standı konser alanında kuruldu. İmza standı katılımcılardan yoğun ilgi gördü. Konser'in açılış konuşmasını yapan Dersim Kültür Derneği'nden Ali Mükan, Dersim'de yapılan barajlara dikkat çekerek, halkın barajlara karşı direnişinin süreceğini kaydetti. Ardından kısa bir konuşma yapan KESK Genel Başkanı Lami Özgen, AKP'nin 'siyasi soykırım' operasyonlarıyla bir halkın milletvekilleri başta olmak üzere, belediye başkanlarını, sendikacıları, siyasi partilerin seçilmiş yöneticilerini, öğrencileri ve demokratik mücadelesini sürdüren tüm kesimlerini 'faşizan' bir tutumla cezaevlerine koyduğunu kaydetti.

'An Azadî An Azadî'

AKP'nin sürdürdüğü siyasi soykırım operasyonları kapsamında KESK'in üye ve yöneticilerinden oluşan 70 kişinin tutuklandığına dikkat çeken Özgen, "Suçumuzun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Biz 22 yıldır sendikal mücadelemizin yanında, barış, eşitlik ve demokrasi mücadelesi de verdik. AKP bu anti demokratik uygulamalarıyla, bizim bu demokratik mücadelemizi boğmaya çalışıyor. Şunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Dün olduğu gibi, bu gün de bize dayatılan zulüm ve zorbalık karşısında mücadelemizi daha da yükselteceğiz" dedi. Özgen, konuşmasını "An azadî, an azadî" sloganıyla sonlandırdı.

Özgen'in ardından ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da kısa bir konuşma yaptı. Konuşmaların ardından, Bandista, Cemil Koçgıri, Mikail Aslan-Erkan Uğur, Grup İsyan Ateşi, Ali Baran, Grup Vardiya ve Niyazi Koyuncu sahneye çıkarak şarkılarını seslendirdi. Etkinlikte ayrıca, Dersim halk oyunları gösterisi de yapıldı.


(muhalefet.org)



Gördüğü İşkencelere Bakıyor

Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi'nde yaşanan işkenceler, 12. Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nin de konusu oldu. Zülfikar Tak'ın hazırladığı "12 Eylül Amed Zindanı" konulu karikatür sergisi, Belediye Sergi Salonu'nda açıldı. Sergiyi izleyenler arasında, karikatürlerin canlı tanıkları da bulunuyor.

Fahrettin Ulaş, serginin fotoğrafını çekerken, cılız bir sesle ağzından kaçırıveriyor: "Kendi geçmişime bakıyorum". Böylece tanışıyoruz kendisiyle. Fahrettin Yokuş, 12 Eylül'ü Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde geçirmiş. Karikatürlere baktıkça, "Azı var, fazlası yok" diye anlatmaya başlıyor.

"Dışkı mı yedirmediler, falakadan mı geçirmediler, soğuk suya mı tutmadılar. Hepsini yaşadık. Kelimelerle anlatmak ne kadar yetmezse, karikatürler de ancak o kadar anlatabilir" diyor Ulaş, Diyarbakır zindanını anlatırken. "Yaşadıklarıma bakıyorum şimdi burada. Gördüğüm işkencelere... Ama bugün hala buradaysam, Diyarbakır zindanında yaşanan direnişle buradayım. Bir yanı işkenceyse, bir yanı da direniştir Diyarbakır zindanının" diye ekliyor.

Kendisini, yaşadıklarıyla yalnız bırakıyoruz. Sonra, sergi salonu yavaş yavaş dolmaya başlıyor. Daha çok da gençler geliyor izlemeye. Yaşamadıklarına tanıklık etmek için…


(Etkin Haber Ajansı)



Coelho’nun Gözü Kudüs’te

Paulo Coelho’nun zamana boyun eğmeyen değerleri mercek altına alan 22’nci romanıManuscript Found in Accra, önceki gün yayımlandı. Yüzlerce yıl sonra İngiliz bir araştırmacının keşfettiği bir elyazmasında geçen Costa adlı Yunanlı bilge ile araştırmacının hikayesini paralel kurguyla biraraya getiren roman, gerçeklik ile kurmacanın sınırlarını keşfe çıkıyor. Coelho, yayıncısı tarafından yapılan basın açıklamasında “Kurmacayı ayırt edebilmek sadece yazarlar için değil, herkes için zordur. Her ne kadar imkansız olsa da, doğruluğundan şüphe etmediğimiz bilgi yağmuruna maruz kalıyoruz” dedi. “Bu roman değerler üstüne ve değerler zaman tanımazlar. Kurmaca da değildir” diyen Coelho’nun son romanı, Haçlı Seferleri’nin başlamasına ramak kala Copta’nın Kudüs halkını direnişe çağırmasıyla başlayan olayları anlatıyor. Coelho’nun 73 dile çevrilen romanları tüm dünyada 140 milyon kopya sattı.


(Taraf)



Booker'ın Aday Listesi Tartışılıyor

Dünyanın en saygın edebiyat ödülleri arasında gösterilen Man Booker Ödülü'nün 2012 yılı adaylarının tam listesi dün açıklandı. Okuyucu, yayıncı ve yazar cephesinden listeyi beğenen de oldu, eleştiren de. “Beğenen de oldu” derken, bu tabirin sembolik olduğunu söylemek isteriz. İngiliz The Guardian ve Amerikan Huffington Post'un haberine göre, liste tam bir sürprizdi! Bugüne dek adı sanı duyulmamış yazarların listeye alınmasını eleştirirken -en hafif haliyle-; ne kadar 'iyi', ne kadar 'erdemli', ne kadar 'yardımsever' bir davranış olduğunu söylediler. Malum, bir yazarın dünyaca tanınmasının yolu ancak bir ödüle aday olmasından geçiyor. Mesela şu an Booker'a aday olan yazarların çoğunun hiçbir eseri Türkçeye çevrilmemiş. Hilary Mantel'ı bunların dışında tutmak gerek. Kendisi 2009 yılında bu ödüle Kurtlar Hanedanı (Wolf Hall) adlı kitabıyla aday olmuş ve kazanmıştı. Mantel bu sene de ödüllü kitabının devamı olan Bring Up The Bodies (Bedenleri Terbiye Et) kitabıyla ödüle aday oldu. 

Adayların Tam Listesi;

Havlamalar (The Yips), Nicola Barker
Işınlanma Kazası (The Teleportation Accident), Ned Beauman
Philida, André Brink
Akşam Karanlığı Bahçesi, Tan Twan Eng
Skios, Michael Frayn
Harold Fry'ın İmkansız Hac Yolculuğu (The Unlikely Pilgrimage of Harold Fry), Rachel Joyce
Yüzme Evi (Swimming Home), Deborah Levy
Bedenleri Terbiye Et (Bring up the Bodies), Hilary Mantel
Deniz Feneri (The Lighthouse), Alison Moore
Şemsiye (Umbrella), Will Self
Narcopolis, Jeet Thayil
Komün Köy (Communion Town), Sam Thompson


Kısa Kısa...

Otoriteler bu yıl Zadie Smith, Martin Amis ve daha önce de ödülü kazanan isimlerden olan John Banville ve Ian McEwan'ın aday gösterilmesini bekliyordu.

Bu yıl seçici kurulda Dinah Birch, Amanda Foreman, Dan Stevens, Bharat Tandon ve başkanlık koltuğunda Sir Peter Stothard bulunuyor.

Sadece İngilizce yazılmış kitapların yazarlarının aday gösterildiği ödülde bu yıl Kanadalı yazar yok.

Adayların dokuzu İngiliz, biri Hintli, biri Güney Afrikalı ve biri de Malezyalı.

En yaşlı aday André Brink 77, en genç aday Ned Beauman ise 27 yaşında.

Ödül 1969'dan bu yana veriliyor.

Kazanan elli bin avroluk (yaklaşık 111,950 TL) ödülün sahibi olacak.


(Sabit Fikir)



One Love One Fiş!

Dikey Araştırma adlı bir anket şirketinin, One Love Festivali'ne katılanları arayıp 'anket' adı altında içki alışkanlıklarıyla ilgili sorular sorduğu ortaya çıktı. 

Festivalde bulunan katılımcıların belirttiğine göre, anketi yapan şirket yetkilisi, aradığı kişilere önce, “Festivale katıldınız mı?”, “Geçen yılki organizasyonla bu yılki arasında ne gibi farklar gördünüz”, “Geçen yıl ile bu yılki müzik kalitesi arasında fark var mıydı?” gibi sorular sordu.

Bu soruların hemen ardından, festivale katılan kişilere, bu kişilerin alkol alışkanlıklarıyla ilgili soruların yöneltildiği belirtildi.

Katılımcılar, kendilerine alkol alışkanlıklarıyla ilgili şu soruların yöneltildiğini söyledi: “Alkol kullanıyor musunuz?”, “Haftada kaç gün içiyorsunuz?”, “Hangi marka birayı tüketiyorsunuz?”, “Nerede tüketiyorsunuz?”

Anket şirketi yetkilisinin ayrıca, aradığı kişinin numarasını arkadaşından aldığını iddia ettiğide öğrenildi.


(Cumhuriyet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder