FAZIL SAY HAKLI ÇIKTI
"Bu benim başyapıtım" diyen Fazıl Say haklı çıktı. Bestecinin İstanbul Müzik Festivali kapsamında prömiyeri gerçekleştirilen 'Mezopotamya Senfonisi' dakikalarca ayakta alkışlandı.
İstanbul Müzik Festivali’nin en çok merak edilen konserlerinden birisiydi ‘Mezopotamya Senfonisi.’ Fazıl Say ’ın ‘başyapıtım’ dediği eserin dünya prömiyeri, önceki gün Haliç Kongre Merkezi’ni dolduran üç bin kişi tarafından ayakta alkışlandı. Konser ayrıca, benim de aralarında bulunduğum hiç de azımsanmayacak sayıda insanın geçmişi neredeyse yüz yıla dayanan, ancak nedendir bilinmez bugüne kadar fark etmediğimiz yepyeni bir enstrümanla da tanışmış oldu: Theremin Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın eşlik ettiği programın ilk bölümünde Fazıl Say , Beethoven’ın 3 numaralı do minör Piyano Konçertosu’nu seslendirdi. Say’ın konçertoyu icra ederken gösterdiği maharet salondakileri öylesine etkilemiş olmalı ki, kısa bir es anında herkes bir anda nefesini bıraktı ve yeniden ‘derinliklere’ daldı. Konçerto bittiğinde ise iki koltuk ötemde oturan 30’lu yaşlarında bir adam “İşte bu be...” diyerek ayağa fırladı. Say’ın bu yorumu öylesine beğenildiği ki yoğun istek üzerine yeniden sahneye geldi ve ara öncesinde ‘Kara Toprak’ isimli bestesini seslendirdi.
Mezopotamya Dünyası
Aradan sonra ise ‘Mezopotamya Senfonisi’ni dinleme fırsatı bulduk. Say, ‘Ovada İki Çocuk’, ‘Dicle’, ‘Ölüm Kültürü Üzerine’, ‘Melodram’, ‘Ay’, ‘Güneş’, ‘Kurşun’, ‘Fırat’, ‘Savaş Üzerine’ ve ‘Mezopotamya Ağıdı’ adı altında on bölümden oluşturduğu senfonisinde bu kez yerel tınılara ve enstrümanlara daha az yer vermişti. Elimdeki programı dikkatle takip etmeye çalışarak aldığım notlara bakarak ve müzik konusunda çok da uzman olmadığımı hatırlatarak söyleyebilirim ki ‘Ölüm Kültürü Üzerine’, ‘Güneş’, ‘Fırat’, ‘Savaş Üzerine’ ve Mezopotamya Ağıdı’ bölümlerinden etkilendiğimi ve Say’ın “Bu benim başyapıtım” görüşlerine katıldığımı belirtmek istiyorum.
Yavuz Turgul’un ‘Gönül Yarası’ filmindeki meşhur sahnede söylenen “Bu şarkıda ağlamak için Kürtçe bilmek mi gerekir” sözünden hareketle söylersek, notalardan anlamıyorum ama özellikle yukarıda andığım bölümlerin duygusunun bana geçtiğini söylemeliyim. Tabii bunda ikinci bölüm öncesinde gösterilen ve Say’ın Mezopotamya Senfonisi üzerine görüşlerini paylaştığı video görüntülerinin de payı var.
Hasılı, son nota da icra edilip konser bittikten sonra başka iki sıra önümde oturan büyük yazar Yaşar Kemal olmak üzere binlerce kişinin ayakta alkışladığını belirtelim. Borusan Filarmoni Orkestrası’nın icra yeteneğini, senfoniye eşlik eden Bülent Evcil (bas flüt) ve Çağatay Akyol’un (bas blokflüt) emeklerini unutmadan...
Konserin Keşfi
Konserin benim ve konser sonrasında sorma fırsatı bulduğum tanıdıklarım için en önemli keşfi ise ‘theremin’ isimli enstüman oldu. Bu tanışmanın oldukça geç olduğunu ifade etmek gerek. 1928 yılında Rus Profesör Leon Theremin tarafından icat edilen aletin kontrolü iki metal anten arasında sağlanıyor. Bu antenler aleti çalan kişinin ellerinin pozisyonunu algılıyor. Bir el ile titreşim dalgaları gönderilirken, diğer el sesin şiddetini ayarlıyor. ‘Mezopotamya Senfonisi’nde orkestraya eşlik eden Carolina Eyck bu enstrümanla inanılması güç sesler çıkarmayı başardı. Merak edenler YouTube’tan bu aletin ustalarının performanslarını seyretmeliler. Bu keşfin elektrik sinyallerini büyütüp bağlı olan hoparlörlere göndermede de kullanıldığını ekleyelim.
* Haber Şenay Aydemir imzasıyla Radikal gazetesinde yayınlanmıştır.
--------------------------------------------------------------------------------------------
M.Ö. 5. YÜZYILA AİT GÖRSELLERİ EROTİK BULUP, TİYATRO DERGİSİNİ YASAKLADILAR

Elazığ İl Halk Kütüphanesi yönetimi, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi'nden çıkan Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi´ni “Müstehcen” buldu.
Mimesis Haber'den Duygu Dalyanoğlu'nun haberine göre Mimesis Haber/Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi´nin 19. sayısı Elazığ Halk Kütüphanesi tarafından müstehcen içerikli olduğu gerekçesi ile iade edildi.
Mimesis Tiyatro Çeviri Araştırma Dergisi´ni yayımlayan Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi`ne Elazığ İl Halk Kütüphanesi Müdürü Ahmet Pirinççi tarafından gönderilen resmi yazıda söz konusu şikayet söyle ifade edildi: “Müstehcen resim ve çizgilerin bulunduğu okuyucularımız tarafından tespit edilmiştir.” Yazının devamında üç ailenin “bu tür yayınların okuyucuların ve çocuklarının ahlaki değerlerini bozduğu” iddiası ile Elazığ Halk Kütüphanesi`ne şikayet dilekçesi ile müracat ettikleri belirtildi. Elazığ Halk Kütüphanesi yaptığı inceleme neticesinde müstehcen içerikli bulduğu derginin Elazığ Halk Kütuphanesi ve Elazığ İlçe Halk Kütüphanelerine bağış yolu ile olsa dahi gönderilmemesini talep etti.
Müstehcen olduğu iddia edilen makale Antik Yunan komedyası hakkında bir çeviri-araştırma dosyası olan “Aristophanes Üzerine” adlı dosyada yer alıyor. Kadının Tasviri: Aristophanes’in Lysistrata’sı ve Yunan Eşlerinin “Hetairalaştırılması” adlı makale Washington Üniversitesi´nde ögretim üyesi olan Sarah Culpepper Stroup tarafindan 2004 yılında kaleme alınmış.
Makale, Antik Yunan toplumunda kadınların toplumsal işbölümü içerisindeki konumları ve bunun Aristophanes´in Lysistrata oyununda nasıl bir karşılığı olduğunu inceliyor. Kadınların hem evlilik hayatı içerisindeki konumlarının hem deheteria olarak adlandırılan kadınların evlilik dışı ilişkilerini ve bunun Lysistrata oyunundaki karşılığını inceleyen makalede Antik Yunan hayatı ile ilgili referanslar günümüze kalan yazılı ve görsel malzemeye dayanıyor. Bu malzemelerden en önemlisi de günümüze kadar ulaşan vazo ve kadehlerin üzerinde yer alan tasvirler. Bu tasvirler milattan önce 5. yüzyıla ait. Yazara göre kadın-erkek ilişkilerinin vazo ve kadehler üzerinde nasıl resmedildiği, dönemi anlamak icin çok büyük öneme sahip. Aristophanes’in Lysistrata oyunu da kadınların savaşı sona erdirmek için erkeklere karşı cinsel grev düzenlemesini konu alıyor ve Antik Yunan´da kadın-erkek ilişkilerine dönük mizahi bir bakış geliştiriyor.
Bu kararla Elazığ İl Halk Kütüphanesi Müdürü MÖ 5. yüzyıla ait görselleri fiilen sansürlemiş oldu.
* Haber soL'dan alınmıştır.
--------------------------------------------------------------------------------------------
VALİ, KONSERİ YARIDA KESTİRDİ
Antalya'da önceki gece konser veren Hayko Cepkin'in, Valiliğin ''ürültü genelgesi' gerekçe gösterilerek gece yarısı polisler tarafından sahneden indirilmesi, sosyal paylaşım sitesi twitter üzerinden protesto edildi.
Konyaaltı Beachpark'ta 22 Haziran gecesi sahneye çıkanHayko Cepkin'in konseri, gece yarısı polis tarafından yarıda kesildi. Antalya Valiliği'nin, ertesi gün yapılacak Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) nedeniyle, sınav günleri gece yarısından sınav bitiş saatine kadar yüksek sesli müzik yayınının yasaklanmasını emrettiği genelgeyi gösteren polis, konserin sonlandırılmasını istedi. Hayko Cepkin'in sahneye geç çıkması nedeniyle konserin yarım saat daha sürmesi gerektiğini belirten organizasyon yetkilileri, polisi ikna edemedi. Konserin sonlandığının duyurulması üzerine şarkıcının hayranları büyük tepki gösterdi. Organizasyon yetkilileri ile polis arasında geçen diyaloğa kulak misafiri olan bazı kişiler 'Valilik' kelimesini duyduktan sonra 'Vali konseri yarıda kestiriyor' söylentisi çıkardı.
Eleştirilere Twitter Üzerinden Yanıt Verdi
Sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden kendisine yönelik eleştiriler üzerine Antalya Valisi Ahmet Altıparmak, kişisel hesabından açıklama yaptı. 'Sayın Valim sizi kınıyorum', 'Sayın Vali sanatçı Hayko Cepkin'i sahneden indirdiğiniz, inmezse elektrikleri keseceğiniz söyleniyor, doğru mudur?' gibi mesajlar üzerine Vali Altıparmak, şu karşılığı verdi: "Öncelikle yüzbinlerce ailenin ve gencin hayatı için dönüm noktası olan böyle bir günde konser düzenleyenleri kınıyorum. Sonra da konseri iptal edip 'Vali bey, sahneden indirin yoksa...' diye talimat verdi diyenleri kınıyorum. Antalya Valisi olarak böyle bir konserden haberim yok. Ve asla da öyle bir talimatım olmadı. Hayko'nun konserinden dahi haberim yok. Konuyu öğreneceğim. Haberdar olmadığım bir konserle ilgili, yazdığınız bu cümleleri hangi aileye ve eğitime borçlu olduğunuzu merak ettim?"
* Haber Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır.
--------------------------------------------------------------------------------------------
FESTİVALKARABORSA: KORKUSUZ NEŞELİ SANAT

Hayat Televizyonu ekranlarında Cumartesi günleri yayınlanan ‘az bulunur kıymetler borsası’ Karaborsa programı, Nişantaşı Sanat Parkında düzenlediği festivalle dördüncü sezonunu sonlandırdı. Devlet ve şehir tiyatrosu oyuncularının kamusal özerk tiyatro mücadelesine destek olmak amacıyla ‘Korkuya İnat Neşeli Sanat’ sloganıyla düzenlen ‘FestivalKaraborsa’da müzik grupları, tiyatro toplulukları, şair ve yazarlar bir araya geldi. Coşkunun ve neşenin hiç eksik olmadığı festivale Abdal, Luxus, Teneke Trampet, Entu, Eski Bando, Feryal Öney müziği ve ezgileriyle katılırken Palyaço Modern ve Tiyatro Evi gösterileriyle yer aldı. Sennur Sezer ve Adnan Özyalçıner şiir ve öyküleriyle neşeye ortak oldu.
Bir haftalık Sanat Maratonunu geride bırakan tiyatro oyuncuları ayağının tozuyla gelerek ‘FestivalKaraborsa’yı selamladı. Gençlerin yoğun katılım gösterdiği ‘Festival Karaborsa’ya Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Mustafa Köz katılan isimler arasındaydı.
Savaşa Karşı Barış Ezgileri
Korkuya İnat Neşeli Sanat şiarıyla yola çıkan ‘FestivalKaraborsa’ Feryal Öney’in ezgileriyle başladı. Hayat Televizyona ve Karaborsaya birçok kez gittiklerini ve burada korkuya karşı özgür sanat için burada olduklarını belirtti. Elyazıya, Tersname gibi türküleriyle seslendiren Öney, baharın gelişini yukarıdan bekleyerek olmayacağını baharın gelişinin bir araya gelerek olacağını vurguladı. Magosa Türküsü, Altın Yüzük ve Dün Gece gibi parçalarıyla özdeşleşen Grup Abdal duygusal parçalarıyla yer aldı. Hayat Tv ve Karaborsa’nın kendilerine verdiği desteğe teşekkür etti. Rock Grubu Teneke Trampet ise parçalarını Metin Göktepe, ve Hrant Dink’e ithaf etti. Savaş gazetecilerine, savaş hükümetlerine, savaş bezirganlarına karşı barış savunucularına sahneden selam gönderdi.
Hacivat ile Karagöz Devlete Karşı
‘Tiyatro Evi’ Hacivat ile Karagöz gösterisiyle ‘Palyaço Modern’ ise sergilediği performansla Karaborsa izleyicilerine keyifli anlar yaşattı. Tiyatro Evi Hacivat ile Karagöz temsilinde devlet ve bürokrasiye gönderme yaptı. İzleyeni de temsilin bir parçası haline getiren Hacivat ile Karagöz’ün diyalogları yönetenlere gereken mesajı iletti. Palyaço Modern ‘Seni Yenicem İstanbul’ oyununu sergiledi. Pandomim ve palyaço gösterilerinden beslenen oyunda, bireyin kendisine dayatılan çizgilere aşma mücadelesini anlattı.
'Hayat Tv'ye Teşekkür Etmek İçin Buradayız'
İstanbul Şehir Tiyatrolarındaki yönetmelik değişikliğini ve devlet tiyatrolarının özelleştirilmesini karşı çıkan devlet ve şehir tiyatrosu oyuncuları, Korkuya Karşı Özgür Sanat diyerek başlattıkları Sanat Maratonundan çıkarak FestivalKaraborasa’ya katıldı. Bir hafta buyunca hiç ara vermeden yaptıkları Sanat Maratonuyla bir dünya rekoru kırarak gelen Fırat Tanış ve Aslı Öngören’in aralarında bulunduğu tiyatro oyuncuları, coşkuyla karşılandı. İŞTİSAN adı Aslı Öngören festival kürsüsünden seslendi. Sanat Maratonu süresince yanlarında olan Hayat Televizyonuna teşekkür etmek için buraya geldiklerini ifade etti. Yorgun bir etkinlikten çıktıklarını belirten Öngören ‘dostlarımızdan sizlere selam getirdik’ dedi.
* Haber Evrensel gazetesinden alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder