15 Haziran 2012 Cuma

NEFES OLMAYINCA...

Bir gün takım elbiseler içinde, yanında jandarmasıyla, dozeriyle ve bin bir çeşit aletiyle birileri yanınıza gelse ve 'Bundan sonra burada tarım yapamayacaksınız, sağlıklı yaşayamayacaksınız ve hatta nefes alamayacaksınız..' dese ne yapardınız?

Gerze halkı bunun tek cevabının direniş olduğunu tüm Türkiye'ye anlattı. Evet Onlar direndiler jandarma, polis geldi direnişlerini kıramadı. Tüm baskılara rağmen onlar direnişi büyüttüler. Aslında direnişi büyütürken kormuş ve sinmiş suratlara bir şamar atar gibi umudu da büyüttüler. ''İktidar hayatı hedef aldığında hayat iktidara direniş olur'' diyordu Gilles Deleuze. Gerze halkı da AKP'ye ve Termikçi Şirkete direniş oldular. Karanlık yüreklere bir umut ışığı da onlar yansıttılar. ''Nefes Olmayınca''  adlı belgesel bu direniş öyküsünün sadece bir bölümünü anlatıyor. Yöre halkının neyi istediğini, neden istediğini çok net anlatan bir yapım.Belgesel Gerze halkının direnişi ışığında hem dayanışmanın önemini hemde korku eşiğini aşarak cüretkar davranmanın anlamını bir kez daha anlatıyor izleyenlere. 

Bir umudun öyküsünü izlemek isteyen herkese tavsiyemizdir.

KALDIRIM

Belgeseli oluşturanlardan; 

Nefes Olmayınca, ilhamını Aralık 2011’de Gerze’de termik santrale karşı yapılan mitingden aldı. Gerze halkının ve onların yanında olanların yürüyüşü yıllardır umutsuzluğa karşı filizlenen yeni bir umudun habercisi gibiydi. O gün gözlerinin içinde yeni bir gelecek saklıymışçasına ele ele verenlerin öyküsünü ve direnişini herkesin duyup, bilmesi gerektiğine inandık.

Mavinin ve yeşilin içinde kendi hallerinde yaşayıp giden bu insanları polise-jandarmaya kafa tutmaya iten, sermayenin beylerine pabucu ters giydiren gücün kaynağı neydi? Termik santrallere neden karşı çıkıyorlardı? Ve ülkemizde termik gerçeği nasıl yaşanıyordu?

Kafamızdaki bu sorularla birlikte Gerze’nin yolunu tuttuk. Yediden yetmişe herkesin gündeminde termik olan ve mücadele ile dolup taşan bir ilçeyle karşılaştık. İçten, içlerinden geçtiği gibi; alabildiğine doğal ve dobra dobra konuştular bizimle. 
Kendi hikayelerini anlattılar.


Ne kadar güç ve mutlulukla dolu oldukları her hallerinden anlaşılan bu mücadeleyle yeniden doğan insanların öyküsünü izledik. Neşeli bir mücadelenin ve bu güzelim memlekete el koymak isteyenlere duyulan öfkenin sesini dinledik.

Gerze’nin ardından bu kez, Yatağan’a doğru yola çıktık. 1982’de faaliyete geçen Yatağan Termik Santrali’nin yaşamı nasıl etkilediğini görüp, termik gerçeğiyle yüzleşmek istedik. Gerze’nin gülümseyişinin ve neşesinin ardından Yatağan bir hayalet kent olarak çıktı karşımıza. Santral dumanlarının kapladığı sis ve duman içerisindeki kasvetin esir aldığı insanları, terk edilmiş köyleriyle bir korku filmi platosuna dönüşmüş Yatağan, Gerze halkının haklılığının da bir ispatı oldu. 

Gerze halkının mücadelesi yıllardır umutsuz ekilmiş topraklarda yenilenen bir umudun, bir halkın haklı ve örgütlü mücadelesinin neler başarabileceğinin bir öyküsüdür.

Belgeselin tanıtım filmi;






İsteme adresi;

BirGün KİTAP
Atatürk Bulvarı No:127 Kat:10 Bakanlıklar/Ankara
0312 425 13 16


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder