19 Eylül 2012 Çarşamba

GÜNDEN KALANLAR

 Başbakanlık İstedi, Nâzım Gitti Necip Fazıl Geldi 

Devlet Tiyatroları'nın (DT) 2012-2013 sanat sezonunda sahneleyeceği oyunlar açıklandı. Yeni sezonda Başbakanlık'ın istediği oldu. DT yeni sezona Necip Fazıl Kısakürek'in 'Reis Bey' adlı oyununu da dahil etti.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın DT ile Şehir Tiyatroları’nı özelleştireceği yönündeki açıklamalarının ardından Başbakanlık DT’nin son 10 yıllık repertuvarını yakın takibe almıştı. Başbakanlık, iki yıldır Ankara DT’de sahnelenen, Nâzım Hikmet’in “Memleketimden İnsan Manzaraları” adlı eserinden Nihat Asyalı’nın tiyatro sahnesine uyarladığı ve Rüştü Asyalı’nın rol aldığı “Memleketimden İnsan Manzaraları’ndan On Bir Tablo” adlı eserinin “neden üst üste sahneye konulduğunu” ve “Neden Necip Fazıl Kısakürek’in eserlerinin sahnelenmediğini” sormuştu. Bu sezon Başbakanlık’ın isteği yerine getirildi. Yeni sezonda Nâzım Hikmet’in oyunu yerine Necip Fazıl Kısakürek’in “Reis Bey” adlı oyunu yer alıyor. DT, sezonun ilkyarısında 34’ü yerli, 21’i çeviri 55 yeni oyunla seyircinin karşısına çıkacak.


(BirGün)


*****     *****     *****     *****     *****     *****     *****     *****     *****

 Hükümet Her Şeye Çok Çabuk Çözüm Buluyor! 

Bugünlerde bahar indi Çukurova’nın düzüne
Donandı ağaçlar
Donandı dünya
Bir ışık fışkırır topraktan yağmur gibi
Bir güneş doldurur ortalığı
Yaşar Kemal

Adana’nın bereketli toprakları, edebiyata, sinemaya başta Yılmaz Güney, Ali Şen, Yaşar Kemal gibi değerleri armağan etti. Türkiye’nin bu bereketli topraklarına 1960’larda temellerini atan, doğal afet, ekonomik kriz ve darbeler nedeniyle dönem dönem kesintiye uğrayan 19. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali başladı.

ÇAMBURNU, ÇÖP BURNU OLMASIN
Sinemayı, sanatı halkla buluşturan ve birçok etkinliğe de ev sahipliği yapan Altın Koza Film Festivali kapsamında, ‘Dünya Sineması’ başlıklı bölümde Fatih Akın’ın ‘Cennetteki Çöplük’ adlı belgesel filmi Türkiye prömiyerini gerçekleştirdi. Yönetmen Akın, imzalı filmde başı Çernobil, HES gibi çevre felaketlerinden kurtulamayan; yeşilin her tonunu cömertçe sergileyen, Doğukaradeniz’in nasıl bir çöplüğe dönüştürüldüğünün hikayesi anlatılıyor. Film gösterimi sonrasında bir basın toplantısı yapan yönetmen Akın, gazetecilerden gelen soruları yanıtlarken bu tür sorunların yanlış politikalardan kaynaklandığını düşündüğünü söyledi.

Çamburnu köyü halkının 2007 yılında beldelerine kurulan çöp depolama merkezine karşı verdikleri mücadeleyi köy halkının gözünden anlattıklarını belirten yönetmen Akın hükümetin sorunlara çok çabuk çare bulduğunu ancak bu tür çözümlerin başka sorunları yarattığının farkında olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Doğukaradeniz’de sorunlar belli: Kirlilik var, çöplük var… O bölgede yaşayan halk bundan çok rahatsız. Biz bu filme başladığımızda yol kenarlarını, sahili çöp yığınları kaplamıştı. Biliyoruz ki bu hükümet sorunlara çok çabuk çözüm buluyor! Çözüm ise şuydu; çöpü şuradan alalım şuradaki köye koyalım. Yani insanların görüş alanından çıksın. Böylece çoğunluk mutlu olsun. Ama o bölgede yaşayan 2 bin kişi bu şekilde kurban ediliyor. Bu bir politika ve her çözüm bir başka sorun yaratıyor”.

Nisan 2007'de çekimlerine başlanan ve Mart 2012'de biten filmin çekimlerine büyük katkılar sağlayan bölge halkından Bünyamin Seyrekbasan Çamburnu'nda çevre sorunu olduğuna işaret ederek ''Orada yaşayanlara çöplerin ambalajlanarak depolanacağını söylemişler. Ancak halk zamanla kokudan rahatsız olmaya başlamış. Evlerinin içinde kokudan duramıyorlar'' dedi.

ÜÇ SİNEMA EMEKÇİSİNE ÖDÜL
Bu yıl 43. yılına girmesine rağmen 19.'su gerçekleştirilebilen Altın Koza Uluslararası Film Festivali’nde bir diğer etkinlik ise sinemaya emek veren üç ustaya ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’nün sunulması oldu. Yapımcı, Yılmaz Güney’in yol arkadaşı, ‘Umut’ filminin de yapımcısı Abdurrahman Keskiner, Yeşilçam’da kadın sorununun üzerine birçok sinema filminde yer alan Perihan Savaş ve romantik aşk filmlerinin yakışıklı jönlerinden Ediz Hun.

YILMAZ GÜNEY’İN KARA KUTUSU
Sinemaya Yılmaz Güney’in yardımcısı, asistanı ve menajeri olarak giren sonradan arkadaşı ve dostu olan Keskiner; ya da sinemadaki yaygın adıyla Apo’nun sinema serüveni bir bakıma da Türkiye sinemasında yapımcılık tarihinin de serüveni anlamına geliyor. 60’lı yılların ortaları ve 70’li yıllarda Çirkin Kral’ın sağ kolu olan Keskiner sinemayla tanışmasını şöyle anlatıyor: “İstanbul’a gittiğim zaman Yılmaz Güney’in şoförüyle karşılaştım. Şoför, Yılmaz Güney’in setine götürdü beni. Akşam “beraber yemeğe çıkalım” dedi Yılmaz. Yemeğe çıktık orada bana beraber çalışmayı teklif etti. Ben de kabul ettim ve çiftçiyken filmci oldum”

Ödülü alırken Adanalılara teşekkür eden yapımcı Keskiner, Ali Özgentürk’ün ilk filmi ‘Hazal’da, Türkan Şoray’ın hem oyuncu hem de yönetmen olarak imzasını attığı ‘Yılanı Öldürseler’de, Yavuz Turgul’un unutulmaz filmi ‘Muhsin Bey’de ve Yaşar Seriner’in ‘Kuduz’ adlı filmi başta olmak üzere 60’a yakın filmin yapımcılığını üstlendi.

‘BU ÜLKEDE ÇOK BAŞBAKAN GÖRDÜM’
Ödül alan bir diğer isim Perihan Savaş ise kendisinin de bir anne olduğunu ve artık bu duruma bir dur demek gerektiğini söyleyerek şunları söyledi: “Yeter artık yeter. Artık şuramıza kadar geldi. Sürekli bir şeyler yapılacak ya da yapılıyor deniyor. Ama her gün birileri ölüyor. Artık analar ağlaması” dedi.

Aynı zamanda şehir tiyatroları oyuncusu olan Savaş, son dönemde sanatçı ve sanat üzerine yapılan tartışmaları ise BirGün’e değerlendirdi: “Bu ülkede demokrasi var diyorsa eğer baştakiler ben o zaman özgür bir insanım. O zaman biz sanatçılara demokratik olarak konuşmak düşer. Ben 50 yıldır bu işi yapıyorum. Çok cumhurbaşkanı, çok başbakan, çok bakan gördüm. Ama hala ben buradayım. O gördüklerim nerede?”


(BirGün)


*****     *****     *****     *****     *****     *****     *****     *****     *****

 Tefekkürler Sinan Çetin... 

"PKK'yı satın alalım konu kapansın" diyen yönetmen Sinan Çetin'e sosyal medya kullanıcılarından yanıt "PKK neyse parası versin Sinan Çetin yönetmenlik yapmasın."

Yönetmen Sinan Çetin'in "Zorunlu askerlik yasası"na karşı önerdiği PKK'yi satın alma önerisi sosyal medyada tepki topladı. Çetin matematik hesabıyla bedelli askerlik parasıyla PKK'nin satın alınabileceğini söylemişti. Çetin tarafından yapılan hesap şöyle:

"Askere giden 4 milyar maaş alır. Nereden alır parayı, askere gitmeyenden. Bu kadar basit. Bunun için ekonomiye de ihtiyaç yok. Hiç askerlik yapmamak için 1 milyon dolar ödemeye hazır bir sürü insan var benim tanıdığım... 10 gün askerlik 500 bin dolar, 20 günlük 200 bin dolar, 1 aylık 100 bin dolar, 2 aylık 10 bin dolar falan diye gider liste... Biz hesapladık, 33 milyar dolar yapıyor. Git PKK'yı satın al, konu kapandı!"

Matematik hesabı tepkilere neden olan Sinan Çetin twitter'da kısa sürede trend topic'ler arasına girdi. Gazeteciler ve sanatçıların da aralarında bulunduğu twitter kullanıcılarından bazılarının yorumları şöyle:

MirgunCabas
sinan çetin'in, hesap makinasıyla siyasal sorun çözmesinin tadı da hiçbir şeyde yok: "biz hesapladık 33 milyar. git o parayla pkk'yı al."

‏@onurcaymaz
Tefekkürler Sinan Çetin... Yeşilçamın hastalıklı kozalağı...

İstiklal Akarsu ‏
"Parası neyse verelim PKK'yı satın alalım konu kapansın" diyen sevgili Sinan Çetin, bi sorsana fiş almazsak kaça olur.

‏@ibrahimseten
Sinan Çetin Türk sinemasının Ciguli'si maalesef..

‏@10uncuKoylu
"PKK'yı satıl al, konu kapansın." diyen Sinan Çetin'e Rothschild'den cevap: 200 yıllık kapitalistim böyle kafa görmedim.

Can Alkan
Sinan Çetin inanılmaz bir çözüm önerisinde bulunmuş, "PKK'yı satın alalım" demiş. Bir boy büyük alalım seneye de kullanırız Sinancım...

gökhan
Sinan Çetin PKK'yı satın alalım konu kapansın demiş. Sevgili Sinan, parayla beyin nakli de yapıyolar bak sen kendine ondan al bitane bence.

Alper Turgut
Deger, onem ve her turlu ilkeden bihaber olan, kapitalist mi liberal mi cematci mi belli olmayan Sinan Cetin icin her sey satilik, ozetle.

‏@gunesduru
pkk neyse parası versin sinan çetin yönetmenlik yapmasın.

‏@jolej
sinan çetin, PKK'yı cihangirle karıştırmış...sondaki K'yi konut sanmış da olabilir..

AbSurDMaN
"PKK'yı satın alalım" diyen Sinan Çetin aynştayn çıktı. Sinancım mevsimi değil. Hem PKK alana DHKP-C bedava kampanyasını bekleyelim bence.

Berxwedan Yaruk ‏
Sinan Çetin "Askerlik yapmayandan aldığn parayla PKK'yi satın al konu kapansın"dedi.Sinan,PKK'yi Starbucks'ın Cihangir şubesi sanıyo sanırım


(Emek Dünyası)


*****     *****     *****     *****     *****     *****     *****     *****     *****

 Adliyede Bile İşkence Yaptılar 

Sultangazi'de bir polis karakoluna düzenlediği saldırıda yaşamını yitiren İbrahim Çuhadar’ın Adli Tıp Kurumu'ndaki cenazesini almak için beklerken 14 Eylül günü darp edilerek gözaltına alınan ve 3 gün boyunca işkenceye maruz bırakılan 22 kişiden 8’i sevk edildikleri mahkemece tutuklandı. Aralarında Grup Yorum üyeleri Selma Altın ve Ezgi Dilan Balcı’nın da bulunduğu 9 kişi, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, ancak ev hapsine çarptırıldı.

Gözaltı sürecinde maruz kaldığı işkence sonucu sağ kulağının zarı patlayan ve mahkeme tarafından ev hapsine mahkum edilen Grup Yorum solisti Selma Altın, gözaltında yaşadıkları işkenceleri anlatt:

'UYARI DAHİ YAPMADAN SALDIRDILAR'
“Çuhadar’ın cenazesi için Adli Tıp’ın önünde TAYAD’lı ailelerin bekleyişi vardı. Biz de Grup Yorum üyeleri olarak destek vermeye gittik. Dağılmamız gerektiğine dair hiçbir uyarı yapılmadan polis oradaki herkese saldırdı. Yoğun bir işkenceyle gözaltına almaya başladılar."

İşkencenin gözaltına alındıktan sonra da sürdüğünü belirten Altın, şöyle devam etti: “Özellikle polis aracının içinde gözaltına alınan herkes çok yoğun işkenceye maruz kaldı. Bizi hastaneye hep çevik kuvvet eşliğinde ters kelepçeyle götürdüler. Artık hastaneye bile gitmek istemiyorduk, çünkü bunu da işkence malzemesi haline getirdiler.” Gözaltında kaldıkları üç gün boyunca Haseki Hastanesi’ne kontrole götürüldüklerini söyleyen Altın, buradaki doktorların kendilerini muayene bile etmediklerini, doğru rapor vermediklerini ifade etti.

'ÖZELLİKLE KULAĞIMA VURDULAR'
Polis işkencesi sonucu Grup Yorum üyesi, keman sanatçısı Ezgi Dilan Balcı’nın kolunda ve parmaklarında, kendisinin ise kulaklarında hasar oluştuğunu ifade eden Altın, polisin Grup Yorum üyesi olduklarını bildikleri için özellikle kendilerine bu işkenceleri yaptığını dile getirdi. Altın, şöyle konuştu: “Ezgi Dilan’ın kolu ciddi hasarlı durumda. Parmak izi alma sırasında işkenceyle parmaklarını geriye doğru bastırdılar. Kırık ya da çıkık var, bunu hastaneye gidince öğrenebileceğiz. Benim ise polis aracında kulaklarıma vurdular. Her iki kulağıma da ciddi darbe aldım. Sağ kulak zarım patladı, sol kulağımda da ne olduğunu henüz bilmediğimiz bir basınç ve uğuldama var. Burnuma da vurdular, gözaltı süresince burnum kanadı.”

'GRUP YORUM SUSSUN İSTİYORLAR'
Altın, ev hapsine mahkum edilmesine ilişkin olarak ise şunları kaydetti: “Mahkemeden çıkan sonuca göre serbestmişiz gibi görünüyor ama kararda yurtdışı yasağı var, ev hapsi gibi bir uygulama var. Bu da bizim ilk kez şahit olduğumuz bir uygulama. Bu aslında şu demektir: Grup Yorum hiçbir yerde çıkmasın, şarkı söylemesin. Bu da bir engellemedir. Yalnız bize değil, bıraktıkları herkese ev hapsi verdiler. Avukatlarımız itiraz edecekler.”

'İŞKENCE ADLİYEDE DE DEVAM ETTİ'
“Tutuklanan arkadaşlarımıza yönelik, savcıların, hakimlerin, avukatların, herkesin gözü önünde adliyede de işkence devam etti” diyen Altın, tutuklanan kişilerin adliye koridorlarında yere yatırılarak ters kelepçeyle hapishaneye götürüldüklerini anlattı. Altın, tüm bu işkence ve kötü muamelelere ilişkin suç duyurusunda bulunacaklarını da sözlerine ekledi.


(BirGün)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder