'Sistem Hatası'
‘Umutsuzluğu Yasak Edenlerin’ Fotoğrafları
27 Mayıs’tan 12 Mart’a Müzik ve Toplum
'Sistem Hatası'
Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali, 27 Eylül-2 Ekim tarihleri arasında 5 farklı merkezde sinemaseverlerle buluşacak. Bu yıl ''Sistem Hatası'' temasıyla düzenlenen festivalde 16'sı yerli, 76 film gösterilecek.
15. kez düzenlenecek festival bu yıl ''Sistem Hatası'' temasıyla organize edildi. Etkinlik kapsamında 16'sı yerli, 76 film gösterilecek. Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından düzenlenen etkinlikler Beyoğlu Belediyesi'nin ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlı'nın katkılarıyla izleyicilere ulaşacak.
Vibeke Bryld'ın ''Şer Ekseninden Gece Masalları'' filminin gösterimiyle başlayacak festival öncesinde, 26 Eylül'de Cemal Reşit Rey'de KeKeÇa: Rythm Your Body grubu ile müzisyen Özgür Demir sahne alacak.
Festivale Çok Sayıda Uluslararası Katılım
Festivalde, ''İlk Filmler'' bölümünde genç yönetmenlerin hazırladığı 10 film seyirciyle buluşacak. Etkinliğe Fransa, Almanya, Hindistan, İrlanda, Lübnan, Filistin, İspanya, Yunanistan, Belçika, Arjantin, Danimarka ve Hollanda'dan 25 yönetmen konuk olacak.
18 Eylül'de Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenecek basın toplantısıyla festivalin tanıtımı yapılacak. Tanıtıma Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Belgesel Sinemacılar Birliği Başkanı Hasan Özgen ve 15. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali Komite Başkanı Mustafa Ünlü, konuşmacı olarak katılacak.
Festival kapsamında gösterilecek filmler, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezi, Fransız Kültür Merkezi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi ve Beşiktaş Belediyesi Ortaköy Kültür Merkezi'nde (Afife Jale Salonu) ücretsiz olarak izlenebilecek.
(Cumhuriyet)
‘Umutsuzluğu Yasak Edenlerin’ Fotoğrafları
Şair-Fotoğrafçı Mehmet Özer, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ‘12 Eylül Utanç Müzesi’ kapsamında fotoğraf sergisi açtı. “12 Eylül döneminde beni hayata bağlayan şeylerden biri şiir, diğeri ise fotoğraftır” diyen Özer, aynı zamanda fotoğraflarını derlediği kitaplarını da imzaladı.
Sergide, Dersim Katliamı, Dikmen Vadisi’nde süren barınma hakkı mücadelesi, gençlik hareketi ve Diyarbakır Sur İlçesi’nde yapılan atölye çalışmalarından kareler yer alıyor. Mehmet Özer’in fotoğrafları yoksulların, emekçilerin, kadınların, gençlerin, ezilen halkların dili olduğunu ifade ediyor. Bununla neyi kastettiğini fotoğraflarını görünce anlıyoruz. Dikmen Vadisi halkının Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne karşı yaklaşık 8- 9 yıldır sürdürdüğü mücadeleyi anlatan fotoğraflar, yaşamın zıtlıklarıyla dikkat çekiyor. Fotoğraflarda, evinden yurdundan edilen insanların samimiyeti göze çarpıyor. Örneğin, bir fotoğrafta yıkılan bir evin yanındaki misafirperver bir fakir sofrası dikkatleri üzerine topluyor. En çok da çocuklar çarpıyor objektife. Yıkık gecekondular arasında oynayan, ağlayan çocuklar ve anneleri...
PANZERİN ÜZERİNE ÇIKAN NİNE
Diyarbakır’daki “Sur Dibi Düşleri” adlı çalışma ise yine Mehmet Özer’in yönetimindeki Toplumcu Gerçekçi Belgesel Fotoğrafçıları Atölyesi tarafından hazırlanmış. Kentin farklı dinleri bir arada bulundurması, bölgede süren yoksulluk ve asimilasyon politikası, çocuk işçiler ve faili meçhullerin işlediği konular arasında. Akranları gibi okul dışı vakitlerde oyun oynamaya zamanı olmayan Diyarbakırlı çocuk işçileri de görüyoruz fotoğraflarda. Zamanları tezgahlarda, boya sandıkları arasında geçen çocuklar...
Sergide bir kadın fotoğrafı dikkatleri üzerine topluyor. Bu kadın Tepecik (Zogbirin) Köyü’nden 105 yaşındaki Halime Nine. Halime nine, önce korucular, sonra da jandarma tarafından basılan köyünü terk etmemek için panzerin üzerine çıkıp camlarını kırıyor. O yıllarda 85 yaşında olan Halime Nine’nin fotoğrafı ölmeden 2 ay önce çekilmiş.
KASIĞINA ‘H’ HARFİ ÇİZİLEN KADIN
“Göz görmez bilinç görür” adlı kitabın belki de en acı fotoğrafı Mehmet Özer’e ait olmayan tek fotoğraf. Bir asker tarafından gönderilen fotoğrafta, bir PKK’li kadın var. Kadın öldürülmüş, yetmemiş göğsü açılmış ve kasık bölgesine ‘H’ harfi yazılmış. Büyük ihtimalle öldüren askerin baş harfinin yazıldığı kadının fotoğrafı, ataerkilliğin ne kadar sapkın bir noktaya varabileceğini gösteriyor. Genellikle sıcak renklerin hakim olduğu çalışmalar; tüm acı, zulüm ve baskılara rağmen umutsuzluğu yasak eden insanları anlatıyor. Sergi, Utanç Müzesinin açık kalacağı 28 Eylül 2012’ye kadar ziyaret edilebilir.
(Evrensel)
27 Mayıs’tan 12 Mart’a Müzik ve Toplum
Türkiye’nin 1960’lı yıllarda yaşadığı toplumsal dönüşümü müzik üzerinden anlamaya ve yeniden tanımlamaya odaklanan ‘Uzayda Bir Elektrik Hasıl Oldu’ sergisi Tütün Deposu’nda meraklılarını bekliyor.
Zengin bir arşiv seçkisiyle yeni üretilmiş işleri bir araya getiren sergi, 27 Mayıs 1960-12 Mart 1971 tarihlerini kapsayan sürecin siyasi, sosyal ve kültürel ortamını canlandırmayı amaçlıyor.
Küratörlüğünü Roll, Express ve Bir+Bir dergilerinin yayın ekibinden Derya Bengi’nin üstlendiği sergi 24 Ekime kadar izlenebilir. Erkin Koray’ın ‘Uzayda Bir Elektrik Hasıl Oldu’ sözünden yola çıkarak hazırlanan sergi, 1960 yılında dillerden düşmeyen ‘Olur mu Böyle Olur mu’ bölümüyle başlıyor ve 1971’de sahneye konan Saç (Hair) müzikali ile bitiyor.
KÜLTÜRLERİN TANIŞTIĞI BİR DÖNEM
‘60’lı yıllar Türkiye’sini anlatan en iyi sanat dalının müzik olduğunu söyleyen serginin Küratörü Derya Bengi, “Türkiye’yi anlatmak için müziğe daldık yoksa amacımız müziği anlatmak değildi” diyor. Bengi, ‘60’lı yılların köy-kent, doğu-batı ve zengin-fakir arasında gerilimlerin yaşandığı bir dönem olduğunu söylüyor.
Bu kültürlerin tanıştığı ve tokuştuğu bir zaman dilimine denk geldiğini belirten Bengi, şehirli gençliğin köy değerlerini yeniden tarif ederek Anadolu Pop’u oluştururken, köyden yaşamını sürdürmek için şehre gelenlerin şehirde buldukları yaşamı yeniden tarif edecekleri bir müzik arayışına girerek arabesk müziğin temellerini attığını ifade ediyor.
İLKLERİN YAŞANDIĞI YILLAR
“Uzayda Bir Elektrik Hasıl Oldu”, İngilizce bestelerin, popüler Alevi ozan ezgilerinin, türkü düzenlemelerinin, toplumsal içerikli şarkıların, twistlerin, aranjmanların, Türk sanat müziğinde yeniliklerin, Anadolu pop ve arabeskin ilk denemelerin yapıldığı dönemden örnekler sunuyor.
Kapsamlı bir araştırmaya yaslanan sergide, ‘60’ların melodilerinden sergi mekanına yayılan bir derleme; plak kapakları, dergi ve gazete kupürleri, kartpostallar, notalar, afişler; bir yazlık sinema dekorunda müzikli Yeşilçam sahneleri bulunuyor.
Hippilerin Sultanahmet macerası; 1968 hareketinin izdüşümleri; Erkin Koray’dan Ruhi Su’ya uzanan arşiv fotoğrafları; 1960-1970 arası her senenin önemli olaylarını ve dönemin ruhunu yansıtan kitap, film ve plak listelerini içeren bir zaman çizelgesiyle döneme kavramamızı sağlayacak birçok materyal yer alıyor.
Zeki Müren, Resimdeki Gözyaşları, Ajda Pekkan, Tutunamayanlar, Beatles, Tanju Okan, Her Yerde Kar Var, Aşık İhsani, Ah Güzel İstanbul, Hippi Perihan, Haramiler, Keşanlı Ali Destanı, Moğollar, Siluetler, Mühür Gözlüm, Orhan Gencebay, Fikret Kızılok, Abidik Gubidik Twist dönemi sembolize eden şarkıcılar, müzikler, danslar ve gruplar arasında.
SERGİ SÖYLEŞİLERLE DEVAM EDECEK
Sergi süresince Tütün Deposu’nda Emin Alper, Mehmet Ö. Alkan, Tanıl Bora, Ömer Madra ve Taner Öngür’ün katılacağı söyleşi dizisi düzenlenecek. 20 Eylül Perşembe günü saat 18.30’da gerçekleşecek ilk söyleşide Mehmet Ö. Alkan ‘27 Mayıs’tan 12 Mart’a Darbeler parantezinde demokrasinin sesli tarihi’ ve Ömer Madra da ‘60’larda genç olmak’ üzerine konuşmalar yapacak. Bu sergi ve söyleşiler, ‘Sweet 60s’ (Tatlı 60’lar) projesi kapsamında düzenleniyor. Tranzit.at’ın (Viyana) koordinatörlüğünü üstlendiği proje WHW (Zagrep) ve Anadolu Kültür (İstanbul) iş birliğiyle gerçekleştiriliyor.
(Evrensel)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder