Bizler
bu dergide emeği geçenler olarak öncelikle
sayfalarımızı aralayan herkese merhaba diyoruz. Bir kültür sanat dergisi
çıkarma fikri bizim için eğlencelik ve ya ‘bizde yapalım’ tarzı özenti işi eylemlerden
çok daha ötesine tekabül ediyor. Biz bu kültür sanat dergisini, daha uzun
erimli bir kültür sanat çalışmasının ilk adımı olarak algılıyoruz. Öte yandan
yine kültür sanat çalışması olarak tariflediğimiz meselenin kendisini ise post-modernist
zamanlara inat büyük bir anlatının bir parçası olarak görüyoruz.
Çıkarmaya
gücümüz yettiği ölçüde bu dergi sayfalarından sizlere meramımızı anlatmaya
çalışacağız. Kuşkusuz anlatacağımız şeyler hayattan anladığımız şeylerin bir
yansıması olarak gelişecektir. Fakat bu sözlerimizin en basit şekliyle ‘sanat
toplum içindir’ anlayışının bir yansıması olarak kavranmaması gerekmektedir.
Aksine bu tip tartışmaları da içine alan sorgulayan, kurcalayan ve yeniden inşa
etmeyi amaçlayan bir çalışma yapmayı amaçlamaktayız. Bu dergide asıl amacımız
var olan tüketici, her şeyi piyasaya endeksleyen, oluşturulan tüm etik
değerleri yok sayan ve tüm değerleri kendine göre yorumlayan, bu yorumlamayı
yaparken de toplumu, kollektiviteyi, dayanışmayı ve paylaşmayı yok sayan
kültür-sanat anlayışına karşı kendi kolektif, paylaşımcı, dayanışmacı, etik ve
alternatif kültür-sanat anlayışımızı ortaya koymaktır.
Dergimize
emek verenlerin büyük çoğunun gençlerden oluşması bizim için daha da önemli.
Nitekim ülkemiz açısından gençliğin barındırdığı potansiyele bakarsak bu
durumun ne kadar önemli olduğunu görürüz. Öncelikle Türk-İslamcı düşünceyle
sarılmaya çalışılan, ardından her türlü apolitikleştirme, kültürsüzleştirme ve
kimliksizleştirme saldırısına maruz kalan dahası bu argümanların doğrultusundaki
ideolojik bir eğitimle eğitilen gençlik bu gün ciddi anlamda soru işaretleri
barındırıyor. Öte yandan yine gençlik her dönem içinde barındırdığı dinamizm ve
isyan kültürüyle de bu soru işaretlerini bir o kadarda
anlamsızlaştırıyor.
Günümüzde ise bizim gibi başka bir dünyayı isteyen gençler için durum biraz
daha zor. Yıllarca Türk-İslamcı bir anlayışın cenderesine alınmış, cemaat abla
ve ağabeylerinin sözleri belletilmiş bir gençlik için alternatif bir kültür-sanatın
anlamı daha da önemli. Ve bu iklim içinde yetişen bizler için bunun yapılması
ise daha zorlayıcı. Çünkü insanın düşün
yapısını bulunduğu toplumsal koşullar etkilemektedir. Ve insanların
eylemlerini bu toplumsal koşullardan soyutlayamayız.
Bu
gün sanat dediğimiz alanın kendisine dair bir çok söz söyleyebiliriz.
Küreselleşmeyle beraber ortaya atılan yeni mottolar sanat kavramını da yeniden
düzenlemeyi amaçlarken, aslında ana saldırısını da bu kavrama yapmaktadır.
Bunun nedeni sanat alanının genellikle gerici-sağ fikirleri ret ederek daima
ilerici bir tavır çizmesinden kaynaklandığını söyleye biliriz. Zira sanatın bu
baş eğmez tutumu sansür, baskı ve fiili saldırılarla karşı karşıya kalmıştır.
Buna rağmen sanat Picasso’nun o ünlü hikayesindeki gibi sürekli karşılık vermiş
ve gerçekleri her zaman muktedirlerin yüzüne vurmuştur.
Hikayeye gelirsek eğer Guernica, İspanya’da
küçük bir kasabadır, İspanyol iç savaşı sırasında faşist general Franco’ya
karşı tüm ispanya gibi bu küçük kasabada direnişe geçmişti. Direnişi kırmak isteyen faşist general, Nazilerin
yardımıyla sivillerin üzerine bombalar yağdırmıştır. Yüzlerce sivil hayatını
kaybetmiş bir o kadarı da yaralanmıştır. İspanyol
hükümeti, Paris'teki 1937 Dünya Fuarı kapsamındaki Modern
Hayatta Sanat ve Teknik sergisinin İspanya'ya ayrılan bölümünde
sergilenmek üzere, Pablo Picasso'ya büyük bir duvar resmi sipariş etmiştir. O
sırada gerçekleşen hava saldırısından etkilenen Picasso, saldırıdan sonraki 15
gün içinde bu duvar resmini tamamlamıştır. Dünya’nın bir çok yerinde sergilenen
resim büyük bir üne kavuşmuştur. Fakat II. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali
altındaki Paris'te yaşayan Picasso Gestapo tarafından sorgulanmıştı.
Söylentiye göre bir Nazi subayı, ressamın evinde Guernica'nın fotoğrafını görünce,
"Bunu siz mi yaptınız?" diye sordu ve Picasso'dan "Hayır, siz
yaptınız." cevabını almıştı. Kültür meselesine değinirsek aslında
bu mecrada genel sağ düşün yapısının hakimliği göze batmaktadır. Nitekim kültürün
biraz daha hayatın içinde oluştuğunu var sayarsak, gerici-sağ ideolojik
hegomanyayı kırmadan bu alanda etkinlik sağlamak zor gibi görünüyor. Yinede
kapitalizm tüketim kültürüne karşı dayanışmacı ve paylaşımcı bir alternatif
kültür yaratma çabasını da göstermek gerekmektedir.
Bizim
bu dergiyi çıkartırken sizlere sunabileceğimiz en büyük iki iddia dan biri bu alternatif
kültür-sanat anlayışı inşa edeceğimiz sözü ise, diğeri de dergiyi hep zamanında
çıkaracağımız sözüdür. Kendi yaşam koşullarımızdan ve dünyanın bu gün aldığı
halden şunu çıkarsamak bizim gibi iddiaları olan insanlar için gerçekliktir; bu
gün sermayedarlara sırtını yaslamadan, muktedirlere dokunarak, her türlü
baskıyı, sansürü ve piyasalaştırmayı ret ederek bu dergiyi kesintisiz ve
zamanında çıkarmak büyük bir meseledir. Ama yinede biz size bu sözü de verme
niyetindeyiz. Tabi tutamazsak sizde kusura bakmayın, nedenlerini anlattığımızı hatırlayın.
Şimdilik merhaba…